Geçen gün biraz temiz hava almak ve biraz dinlenmek için en yakınımdaki bir parkın bankına kendimi atmıştım. Kuşların cıvıltısı,kelebeklerin uçuşu ve etrafımdaki masum çocukların zıplayışları ile sergiledikleri manzara ,harika bir tablo ortaya çıkarmış, adeta beni mest etmiş ve etrafımdaki herşey beni ister istemez tefekküre sevk ediyordu.
Dünya dediğimiz şu alemin içinde binlerce alem yerleştiren yüce yaratana (c.c.) ne kadar şükretsek azdır diye düşünüyor ve kainat kitabını okumaya çalışıyordum.
Tam da ne kadar güzel bir ortam diye düşünüyorken , birden ağzında sigarası ile bir adam yanımda peydah oldu.Adamın oturması ile dumanı üzerime üflemesi bir olmuştu.O mis gibi taze kokulu havanın yerine kokmuş kapkara bir hava olmuştu.
Bir duman avcısı olarak ben bu adama ne yapmalıyım diye bir müddet düşündüm.Bu adamdan kurtulmanın en kısa yolu, ordan kalkıp gitmek olacaktı herhalde…
Ancak,ben öyle yapmadım.Kendisi ile birlikte etrafını da zehirleyen bu adamın o kötü halinden kurtulabilmesi için ona yardımcı olmalıyım diye düşündüm.
Önce, “Ne güzel bir hava” diye söze giriş yaptım. Adam , dumanın içinde kaybolmuş kafasını sallayarak; “Evet,evet.Fakat çok uzun sürmez yakında buna da hasret kalacağız.İnsanlar çevreyi sürekli kirletiyor,küresel ısınma kapıda” deyince; ben, “Haklısın,mesela bu yüzden sağlığımız bozuldu,hastalıklı bir toplum haline geldik ,teknolojinin tüm imkanlarından faydalanmasını biliyoruz.ancak vücut harika teknolojiyi nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz” dedim.
Adam, içini boşaltacak bir muhatap bulmuşcasına bana dönerek: “ Nasıl hastalanmayalım kardeşim.Yediğimiz herşey hormonlu,içtiğimiz sular arsenikli çıkıyor” dediğinde, artık taşı gediğe koymanın zamanı gelmişti.
“Biz hormonlu gıdalarda,arsenikli sudan korkuyoruz ama sigara da 4000 çeşit zehir olduğu tespit edilmiştir.Buna rağmen bile bile içiyoruz” dedim.
Sonradan emekli bir öğretmen olduğunu öğrendiğim bu zat ile dostane sohbetimiz bir müddet devam ettikten sonra sigarayı bırakma sözü alarak ayrıldık.
Aslında eğitimciler ve ebeveynler insan yetiştirilmesinde çok önemli modeller olmasına rağmen, bazı eğitimci ve ebeveynlerin bu duyarsızlıkları topluma çok pahalıya mâl olmaktadır.
Ancak; biz sigaranın sadece sağlığa zarar veren boyutunu hep görüyoruz.İsraf booyutunu görmezden geliyoruz.Cenâb-ı Allah (c.c.) kainatta hiçbirşeyi boşuna yaratmamıştır.Tütünü yaratan Allah (c.c.), insanlar sigara yapıp içsinler diye yaratmış değil herhalde…
Sigara birçok yönden israftır ve israf da , başta dinizmiz islam olmak üzere tüm ilahi dinlerde
yasak edilmiştir.
Ayrıca, tütün bitkisinin yetiştirilmesi için en verimli topraklarımız israf edilmektedir.Tarladan, elimize sigara olarak geçinceye kadar yapılan masraflar ve bunun için kullanılan kağıt, bir kibrit çöpü ile yakılmaktadır. Bütün bunlar ile beraber, sigaranın sebeb olduğu hastalıklar için yapılan tedavi masraflarını da israf hanesine yazmamız gerekir.
Bir paket sigara parası ile ortalama beş ekmek alınabilir, veya bir öğrenciye burs olarak verilebilir.Hergün bir paket sigaraya verdiğimiz para bir fonda toplansa ve bu her mahallede ayrı ayrı oluşturulsa mahallemizdeki tüm muhtaçların ihtiyaçları burdan karşılanır ve çevremizde muhtaç kimse kalmayacaktı.
Ahirette bu sorumsuzca ve duyarsızca israfın hesabı bizden sorulmadan önce , bir an olsun durup düşünmeliyiz; “Biz mi sigarayı yakıyoruz, yoksa sigaramı bizi yakıyor…!” bence zararın neresinden dönersek kârdır.