İnsan, mahlukat ve kainattaki intizam ve hikmetli san'at-ı muntazamayı görmeyip, tesadüf ve tabiata havale eden ve ebede aşık ve hadsiz hacatı ve nihayetsiz aczi ile nihayetsiz belalara maruz. Bu insanı, küfrün ve ateizmin dalaletiyle sahipsizlik ve kimsesizlik içinde elim elemlerle düşüren hiç bir cihetle insanı mesut ve mutlu etmeyen ve maneviyatıni ve kemalatını inkar ile hayvandan daha sefil ve aşağı dereceye düşüren imansızlık olduğu gibi tüm cinayetlerin, tüm kötülüklerin, her türlü yalan, çirkin şeyler, hırsızlık, rüşvet, irtikap, kumar, zina, gasp, tecavüz hulasa bütün gayri insani ve ahlaki davranış ve tavırların menşei Allah'ı hakkıyla bilmemek, kainatta hükmeden kudret ve tasarrufunu bilmemek ve Cehennem gibi bir ebedi zindana gireceğini inkar etmenin neticesi yapılan fiiller ve hallerdir.
İşte başta Üstadı ekber Resul-i Ekrem (asm) ve Ashab-ı güzin (R.A) ve milyonlar alimler ve evliyalar ve asfiyalar, insanı insan eden ve hayvaniyetten kurtaran, insanı Kainat Halıkının aziz bir misafiri ve muhatabı ve saadet-i ebediyyeye davetlisi mertebesine çıkaran, insanın acz ve fakrını Kainat Halıkının kudretine istinad ve hadsiz rahmet hazinelerinden istimdat ile ölümü saadeti ebediyyeye geçiş kapısı olduğunu ispat ve ikna ederek huzuru daimiye mazhar eden, en başta hak olan ve kainatın şehadetine istinaden Allah'a teslimiyetini sağlayan, iman'a hizmet Kur'ana hizmet davasındayız.
Temelde doğruluğu, sıdkı ve yalan söylememeyi, hakkı savunup haktan ve haklıdan yana olmayı, her türlü pislikten ve büyük günahlardan uzak tutan, şefkat ve merhamet ve adaleti ve güzel ahlakı vesile-i necat sayan, insanı hayvanlıktan çıkarıp insan eden değerlere sahip yani bu milletin manevi değerlerini ihya etmek ve bütün insanlığı sükut-u insaniyyetten Kur'an hakikatleriyle kurtarmak, onlara nur ile hak yolu göstermek biz Nur talebelerinin çare olarak gördüğümüz yoldur.