Boyun kütletmenin zararları daha fazla

Özel BSK Konya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nadir Hansu, hepimizin rahatlamak için yaptığı geleneksel tedavi yöntemlerinin tehlikelerine dikkat çekti.

Duruş bozuklukları, masa başında geçirilen uzun saatler, hareketsiz bir yaşam tarzı... Hemen herkesin hayatında yer alan bu olumsuzluklar bel ve boyun ağrıları olarak kendini hissettiriyor. Bu ağrılardan kurtulmak için yaşam tarzını değiştirmek ya da bir hekime gitmek yerine, sırt ve boyut kütletme, parmak çıtlatma, sırtını çiğnetme gibi yollar izlenince sonuç daha da kötüleşiyor; hastalar bu kez ağrı şikayetiyle soluğu doktorda alıyor.

Rahatlamak için yapılan kimi hareketler sağlığınıza zarar verebilir mi?

Boynu rahatlatmak için yapılan hızla sağa ya da sola döndürme işlemine çok sık rastlanıyor oysa boyun kütletmenin alışkanlık haline gelmesi çok kötü. Çünkü omurlarımızın arasında faset eklem diye adlandırdığımız eklemler var. Bu tür ani hareketler, eklemlerin çok zorlanmasına neden oluyor ve eklem içinden geçen sinirlerin sıkışması ağrıya , şiddetli ağrı da kas spazmına neden oluyor. Halk arasında kireçlenme olarak bilinen dejenerasyonun önemli nedenlerinden birinin de boyun kütletme alışkanlığı" diyerek yanlışa dikkat çekti. Kişi rahatlamak için bu hareketi yapar ama bazen öylece kalıp şiddetli ağrı ile, doğru doktora gelir.

Sırt ağrılarından kurtulmak için yapılan ani hareketler ya da yüz üstü yere uzanıp ayakla sırtı çiğnetmek neye yol açıyor?

Sırt ağrısının en önemli nedenlerinden biri kasların hassas noktalarından kaynaklanıyor. Omurganın yanında seyreden kaslarda, tetik nokta dediğimiz noktalar çeşitli nedenlerle hassasiyet kazanıyor. Bu durum kasın kendi gerginliğinden daha fazla kasılmasına neden. Stres, soğuk ya da sıcak tetik noktalardan kaynaklanan ağrının oluşma nedeni. Bu ağrılardan kurtulmak için sırtı çiğnetmek kasa zarar verebiliyor. Hatta kas içi kanamalar görülüyor.

Nadir rastlansa da o bölgedeki bağların ve küçük eklemlerin zarar görme ihtimali var. Rast gele masaj yaptırmak çok tehlikeli. ‘Sırtım ağrıdı, boynum tutuldu. Hadi biraz ov’ diye arkadaşına masaj yaptıranlar, şiddetli ağrılar çekerek geliyor doktora.

Verilen zarar hafif bir ağrıyla kalmıyor. Çoğu zaman tedavi süresi iki üç haftaya uzuyor. Kimi hastalara ciddi bir ilaç tedavisi uygulamak gerekiyor. Acıdan bağırarak gelen hastalara hemen enjeksiyon yapmamız gereken durumlar bile oluyor.

Omurganın etrafında yer alan kas dokusu, kasları kemiklere bağlayan ligaman, kas ve kemik arasında ilişkiyi sağlayan tendonlar, bu tür ani hareketlerden en çok zarar gören yapılar. Vücudumuzu bir çadır gibi düşünürsek, omurga da onun orta direği olur. Bu hareketlerin ardından o bölgede ödem-zorlanma ve incinme görülüyor. Oluşan hasar kendini ağrı ile gösteriyor ve eğer zorlanan bölge yüzeye yakınsa bu bölgede ısı artışı olabilir. Ödem görülebilir. Ama bunlar çok tipik değildir. Çünkü zarar gören bu dokular çok derindedir.

Tedavi için hastaya önerilen ilk şey, istirahatdir. Bu, yatarak dinlenme anlamına gelebileceği gibi, ağrıya neden olacak tüm aktivitelerden kaçınmak şeklinde de olabilir. Önemle üzerinde durduğumuz nokta, istirahatin süresi. O bölgeyi dinlendirmeyi çok fazla uzatırsanız oradaki yapıları bozmuş olursunuz. Önerilen süre 2-7 gün arasındadır. Sürenin uzunluğu da hastanın yaşına, aktivite seviyesine, hareket nedeniyle oluşan lezyonun yerine ve şiddetine bağlıdır.

Özellikle bel bölgesindeki ağrılar, genellikle kasların yeterince kuvvetli olmamasından kaynaklanıyor çünkü günlük yaşamda bu kaslar çok kullanılmıyor. Rutinin dışında farklı bir hareket yapıldığında da ağrı meydana geliyor. Aslında ağrı vücudun savunma mekanizmasıdır, ‘Üstüme gelme’ demektir.

Bu ağrılardan tamamen kurtulmanın yolu, egzersizden geçiyor. Bel bölgesindeki kasları çalıştırmak için sadece kuvvetlendirme egzersizleri yeterli olmuyor. Bu kaslar, zaman içerisinde hep aynı pozisyonda kaldığı için kısalma eğilimine giriyor. Yapı kısaldığı için kaslar randımanlı çalışma özelliğini kaybediyor. Bunları normal uzunluklarına getirmek için germe egzersizleri yapmak gerekiyor. Genellikle strese bağlı gelişen ve ağrılara neden olan kas spazmlarının önüne geçilmesi için de gevşeme egzersizleri yapılmalı. Son olarak vücudu bir bütün olarak ele alıp, dolaşım ve solunum sistemine yönelik aerobik egzersizleri de unutulmamalı. Ancak bu egzersiz planı, kişiye özel olmalı.

Kişinin yaşı, cinsiyeti, diğer hastalıkları, aktivite durumu, daha önce egzersiz yapıp yapmadığı bile önemli. Birbirinden tamamen farklı iki kişiye aynı egzersizler verilmemeli. Hastanın eline egzersiz kitapçığı tutuşturmanın hiçbir yararı yok. Normalde konuyla ilgili bir doktorun kişiye egzersiz programı hazırlayıp, hastanın bunu fizyoterapist ile beraber yapması gerekiyor.
Zerdahaber
 

Aile Haberleri