Mübarek Ramazan ayının doğal işleyişinde Alemlerin Rabbi olan Allah tarafından bir program düzenlendiğini vurgulayan Kıranşal, oruç vesilesiyle ömrümüz boyunca işlemiş olduğumuz günahlardan kurtulma imkânı bulduğumuzu belirtti.
"Bu ayı en mükemmel şekliyle geçirmeliyiz"
Bu mübarek ayda; iftarda kabul olunmuş bir dua, sahurda teheccüd, gün içerisinde mukabele, aile ile birlikte teravih kılma imkanını yakaladığımızın altını çizen Kıranşal, "Sahur sonrası teheccüd kılmadan uyuyorsak sahurumuzdan çok şey kaybediyoruz demektir. Mukabelelerimiz ise oruçtan sonraki en büyük ibadettir. Asıl olan Kur'an-ı Kerim'i hayatımıza ve gündemimize taşımalıyız. Bir program dahilinde Kur'an okumalıyız. Evlerimizde kılacağımız teravih namazlarıyla bu ayı en mükemmel bir şekilde geçirmeliyiz." diye konuştu.
"Her salih amelde öncelikle evimizden başlamalıyız"
Ailelere tavsiyelerde bulunan Kıranşal, toplumun ihyası için atılacak her adımda öncelikle aileden başlanması gerektiğini belirtti.
Kıranşal, "Tebliğ'e başlandığında ilk önce yakınlarımızdan başlanmasına yönelik ayetlerle ölçü belirlenmiştir. Temel prensibimiz; namaz, oruç, tesettür, ahlak, tebliğ gibi her salih amelde öncelikle evimizden başlamak olmalıdır. Ramazan değişim ve dönüşüm ayıdır ve evimizi düzenlemeliyiz." ifadelerini kullandı.
"Evlerimizde Ramazan atmosferi oluşturmalıyız"
Müslümanların öncelikle 2 hususa dikkat etmesi gerektiğini belirten Kıranşal, bunların televizyon ve internet olduğuna dikkat çekti.
Kıranşal, "İbadetlerinde titiz olan bir Müslümanı günaha sokma riski bulunduran 2 unsur televizyon ve internettir. Evlerimizde Ramazan atmosferi oluşturmalıyız. Babalar evlerinin imamı olarak manevi bir ortam oluşturmalıdır. Ailemizle birlikte haftalık düzenli İslami sohbetler yapmalıyız. Eğer biz sohbet yapamıyorsak interneti ve televizyonu faydalı kullanmak amacıyla tüm aile fertleriyle birlikte sohbet dinleyebiliriz." dedi.
"Affedilmenin anahtarı çaba ve gayrettir"
Ebeveynlerin çocuklarına örnek olamadığı taktirde söyledikleri söz ve uyarıların faydalı olamayacağını dile getiren Kıranşal, "Ramazan ayı af ve mağfiret ayıdır ancak bunları hak etmemiz gerekir. Alemlerin Rabbi olan Allah'ımız amellerin sonuçlarından ziyade çabalarımıza önem verir. Gayret ortaya koyduktan sonra taktir Allah'a aittir." şeklinde konuştu.
"Ramazan ayı geldiği halde günahlarını affettiremeyenlerin burnu yerde sürtülsün." Hadis-i Şerifini hatırlatan Kıranşal, "Düşünün ki Ramazan ayı gelmiş fakat bir Müslümanın umurunda değil. Oruç tutuyor fakat namazlarda sıkıntı yaşıyorsak, Kur'an ile buluşmuyorsak, günlük zikir çekmiyorsak hülasa bu aya özel çaba göstermiyorsak yanlış yapıyoruz demektir. Affedilmenin anahtarı çaba ve gayretimizdir." dedi.
"Ramazan ayını ümmetten bağımsız bir şekilde geçiremeyiz"
İnfak ve sadakanın düzenli olarak her ay verilmesi gerektiğini, ancak Ramazan ayında daha fazla infakta bulunulmasını tavsiye eden Kıranşal şu ifadeleri kullandı:
Mübarek Ramazan ayında Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) en büyük sünnetlerinden birisi şirk düzenini yıkmak olmuştur. Şirk düzenini ortadan kaldıran Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem), Asr-ı Saadet medeniyetini kurmuştur. O halde bu ayda bizler de emperyalist ve siyonist zihniyetlerle daha fazla mücadele etmeliyiz. Zalimlerin tahakkümünü sonlandırmak için özel çaba içerisinde olmalıyız. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) haksızlığa ve zulme karşı inananları örgütlemiştir.
Ramazan ayının aynı zamanda putları kırma ayı olduğunu da belirten Kıranşal, "Şehvet putunu, servet putunu ve diğer tüm putları kırmalıyız. Ramazan ayını ümmetten bağımsız bir şekilde geçiremeyiz. Bireysel ibadetlerimiz yapıp ümmet coğrafyasından uzak kalmaktan kaçınmalıyız. Tüm ibadet ve çabamız, yeryüzünde adaletli bir nizamın kurulması içindir. Ramazan'dan sonra ki 11 ayda da bu şekilde davranmalıyız." şeklinde konuştu.
İLKHA