Bismillahirrahmanirrahim
On Üçüncü Şuâ
Aziz, sıddık kardeşim Re'fet Bey,
Senin âlimâne suallerin Risale-i Nur'un Mektubat kısmında çok ehemmiyetli hakikatlerin anahtarları olmasından, senin suallerine karşı lâkayt kalamıyorum. Bunun kısa cevabı şudur:
Madem Kur'ân bir hutbe-i ezeliyedir, nev-i beşerin umum tabakatıyla ve ehl-i ibadetin bütün tâifeleriyle konuşur. Elbette onlara göre müteaddit mânâları ve küllî mânâsının çok mertebeleri bulunacak. Bazı müfessirler, yalnız en umumî veya en sarih veya vâcip veya bir sünnet-i müekkedeyi ifade eden mânâyı tercih eder.
Meselâ, bu âyette وَمِنَ الَّيْلِ فَسَبِّحْهُ 1 'dan ehemmiyetli bir sünnet olan iki rekât teheccüd namazını ve وَإِدْبَارَ النَّجُومِ 2 'dan, bir sünnet-i müekkede olan sabah fecir sünnetini zikretmiş. Yoksa evvelki mânânın daha çok efradı var. Kardeşim, seninle konuşmak kesilmemiş.
1) "Gecenin bir kısmında Onu tesbih et." Tûr Sûresi, 52:49.
2) "Ve yıldızlar kaybolurken de (Onu tesbih et)." Tûr Sûresi, 52:49.
Bediüzzaman Said Nursi
Şualar