Bu gidiş nereye?

Bahri Yağmur'un yazısı...

Bu gidiş nereye?

 Gazeteler irin, televizyonlar lağım akıtıyor…
 Bu gidiş nereye?...
 Zavallı insanoğlu maddiyatın avuçlarında buruşturulmuş bir avuç hurda kağıt parçası?…
 Mutfak, banyo, tuvaletle sınırlı bu üçgen içinde daralan zihinler…Ve bu zihinlerden yükselen zevk ve şehvet nârâları…
 Menfezler habisliğe ardına dek açık, hayrâta ölesiye kapalı…

 Sahi nereye bu gidiş?…
 Gözyaşı, yalnız elden giden zevkler peşinden dökülür oldu.  Nerede mahmur sabah ezanlarını selamlayan o hasbî akışlar…
  
 Allah aşkına söyleyin…Nereye bu gidiş?…
 Neden zalimde güç, zenginde kibir, fakirde tamâ?…
 Ve söyleyin neden hâfız evinde lakırdı, camide isyan?…
 İbn-i Abbas'ı ağlatan ihbar bu olmalı zahir… Ya da Cehl'in babasını güldürendi bu hal.
 
 Ve nerde bu  yurdun er oğlu erleri! İradeleri gibi yüreği sağlam, mazlumun dizinde bir sâbî masumluğunda ağlarken, cenk meydanlarında Aliy'ül-Haydar…

 Nerede ''Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasa, belalar üzerinize seller gibi yağardı.'' sırrına masadak olan terk-i dünyalar?

 Ve neredeler ''Bu milletin imanını selamette görürsem Cehennem ateşleri arasında yanmaya razıyım.'' diyen  fedakar ruhlar ?
 

Edebiyat Haberleri