Bu güne kadar Türkiye'ye giren soyaların yüzde 90'ı GDO'luydu

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Mart, bu güne kadar Türkiye'ye giren soyaların yüzde 90'ının Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) olduğunu söyledi

İlkay Göçmen'in Haberi

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Mart, bu güne kadar Türkiye'ye giren soyaların yüzde 90'ının Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) olduğunu söyledi.
Çıkan yönetmelikle bu ithalatların kontrol altına alınacağını kaydeden Mart, "Yönetmeliğin katkısı tartışmasız bu olacak." dedi.

Böyle bir yönetmeliğin Türkiye için gerekli olup olmadığını da soran Mart, "Ben özellikle başta soya olmak üzere yağlı tohumların üretim planlamalarının yapılmasını da beklerdim. Bizim soya tüketimimiz 2 milyon tonun üzerinde ama üretimimiz yüz bin tonlar civarında. Dolayısıyla bizim bunların üretimini artırmamız gerekiyor Biz ülke olarak buna sanki biraz acele ettik gibime geliyor." ifadelerini kullandı.

KSÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Mart, Prof. Dr. Ahmet Nafi Baytorun Konferans Salonu'nda GDO'larla ilgili bir sunum yaptı.

Mart, Biyoloji Topluluğu'nun organizasyonunda gerçekleşen program öncesinde, basın mensuplarının GDO ile ilgili Tarım Bakanlığı tarafından 26 Ekim tarihinde yayınlanan yönetmeliğine ilişkin sorularını cevaplandırdı. Yönetmelik ile GDO'ların ülkeye girişi, pazarlanması ve kullanımı konusunda bazı yaptırımların getirildiğini hatırlatan Mart, "Teknolojiye karşı olanlar buna karşı çıkıyor. Hatta tartışılmasına bile gerek olmadığı, derhal yasaklanması gerektiği görüşündeler. Teknolojiyi destekleyenler dünya nüfusunun doyurulması açısından bunun son derece iyi bir teknoloji olduğunu risklerinin söz konusu olmadığını ileriye sürüyor. Ama her teknoloji gibi bu teknolojinin de tartışılması son derece doğal. Önemli artıları var zaten bunu hiç kimse yadsımıyor. Örneğin verim artışı, üretim maliyetinin düşürülmesi, kalitenin artırılması gibi önemli artılar var. Ama basında daha çok insan sağlığına yönelik olası riskleri tartışılıyor. Bazı tedbirler alınmazsa riskleri gerçekten söz konusu." dedi.

Yönetmeliğin Türkiye için bir gereklilik olup olmadığını da sorgulayan Mart, Türkiye'nin bundan 8-10 yıl öncesine kadar üretimi kendine yeten bir kaç ülkeden biri olduğunu vurguladı. Özellikle, pamuk ve mısırda iyi bir üretim planlamasıyla dışa ihtiyacın kalkabileceğini dile getiren Mart, "Biz bundan 8-10 yıl öncesine kadar üretimi kendine yeten birkaç ülkeden birisiydik. Özellikle pamukta mısırda bizim iyi bir üretim planlamasıyla dış alıma ihtiyacımız olmayabilir. İthalata ihtiyacımız olmayabilir. Bunu aşabiliriz. Böyle bir yönetmelik çıkarılıyor ise Tarım Bakanlığı olarak ben özellikle yağlı tohumların başta soya olmak üzere üretim planlamalarının yapılmasını da beklerdim. Bizim soya tüketimimiz 2 milyon tonun üzerinde ama üretimimiz yüz bin tonlar civarında. Dolayısıyla bizim bunların üretimini artırmamız gerekiyor Biz ülke olarak buna sanki biraz acele ettik gibime geliyor. Eğer dış alım yapıyorsanız niye riskli olan ürünü alasınız ki?. Ben bu açıdan bir artısını görmüyorum. Bu üreten ülkeler için bir artıdır. Bir ülke üretebiliyorsa bunu da dışarı satabiliyorsa bu artıdır. Ama siz dışarıdan alıyorsanız, ya da bir tüketici olarak marketten bir ürün alıyorsanız konversonel ürün varken niye genetiği değiştirilmiş ürün alasınız?" şeklinde konuştu.

Şuanda Türkiye'nin ABD, Brezilya, Arjantin gibi ülkelerden soya alımı yaptığının altını çizen Mart, bunların da üretiminin pek çok kısmının GDO'lu olduğuna dikkat çekti.

GDO'lu ürünlerin Türkiye'ye daha önceden de çok yoğun bir şekilde girdiğini aktaran Mart, "Yönetmeliğin artısı şudur. Eğer Tarım Bakanlığı uygulayabilirse yönetmelikle bu ithalatlar kontrol altına alınacak. Bu son derece önemli. Türkiye'ye giren soyaların yüzde 90'ı bu güne kadar GDO'luydu. Ama Tarım Bakanlığı bunun kontrolünü yapmıyordu. Dolayısıyla giren ürünün ne olduğu belli değildi. Bu yönetmeliğin katkısı tartışmasız bu olacak." açıklamasında bulundu.

Toplum Haberleri