Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Rûm Sûresi 55-60. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor
55-Kıyâmet koptuğu gün günahkârlar, (dünyada) bir saatten başka kalmadıklarına yemîn eder. İşte (haktan) böyle çevriliyorlardı.
56-Kendilerine ilim ve îmân verilen kimseler ise: “Yemîn olsun ki (siz), Allah’ın Kitâbı’nda (va‘d edilen), yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz” der.
57-Artık o gün, zulmedenlere, ne ma‘zeretleri fayda verir, ne de onlardan (Allah’ı) râzı etmeleri istenir.
58-Şânım hakkı için, bu Kur’ân’da insanlara her çeşit misâlden (ve ma‘nâdan) getirdik. (*) Ve muhakkak ki, onlara bir âyet de getirsen, o inkâr edenler elbette: “Siz ancak bâtıl şeyler uyduran kimselersiniz” diyeceklerdir.
59-İşte (hakkın kıymetini) bilmeyenlerin kalblerini (küfürlerindeki inadları sebebiyle) Allah böyle mühürler!
60-(Ey Resûlüm!) Artık sabret! Çünkü Allah’ın va‘di haktır. Öyle ise kat‘î olarak îmân etmemiş olanlar, sakın seni gevşekliğe sevk etmesin!
(*) “Kur’ân-ı Mu‘cizü’l-Beyân, hakīkatleri durûb-ı emsâl (misâller vermek) ile beyân eder. Çünki dâire-i ulûhiyete âid hakāik-ı mücerrede (Cenâb-ı Hakk’a dâir ma‘nevi hakīkatler), dâire-i mümkinâtta (varlıklar âleminde) ancak misâlleriyle temessül ve tavazzuh eder (anlaşılabilir).” (Mesnevî-i Nûriye, 93)