"Mü'minler kardeştir." diyen ayet-i kerime ve "Müslümanlar bir vücut gibidir." diyen hadis-i şerif milli birliğimizin nirengi noktalarını tespit ederken, ifrat ve tefritten kaçınıp sırat-ı müstakimde kalabilmek, ölçülü ve ahenkli bir hayat yaşamak demektir ki; Müslüman'dan istenen ve beklenen de budur.
Tarih boyunca İslamiyet ve Müslümanlar, gayrimüslimler içinde rahmet olmuştur. Rönesans'tan tutunuz, Avrupa'daki her türlü kültürel ve sanayi kımıldanışlarının temelinde İslami gerçekler yatmaktadır. Avrupa'yı ayağa kaldıran ve bugün bir kısım devletleri süper güç haline getiren çalışkanlık, ilim, teknik, doğruluk, temizlik, iyilik adına ne varsa bütünü İslam'ın malıdır. Müslümanlar, İslam'dan ayrıldıkça gerilemiş; Avrupalılar bir bakıma İslam'a sarıldıkça ilerlemiştir.
Bizim kültürümüz Kur'an-ı Kerim'e, hadis-i şeriflere ve içtihatlara istinat eder. Ne zaman ki Müslümanlar, İslamiyet'ten uzaklaşıp Avrupa kültürünün peşine düştüler, o zaman Avrupa'nın örf ve âdetleri bize, bizimkiler de ecnebilere gitti. Meziyetlerimiz bize küstü, Avrupa pazarlarında müşteri aradı ve buldu. Şimdi onları geri getirmeye çalışıyoruz. Onların mallarını da iade edeceğiz. Dans, kumar, içki, fuhuş, rüşvet, anarşi, yalan Avrupa'nın malı değil mi? Şimdi isteyen "Avrupa kültürü"nü alır, isteyen İslam'a sarılır.
Canının istediği gibi yaşayanlar çok kötü durumlara düşeceğinden dolayı Allah, peygamberler göndermiştir. Çünkü Allah, Rahman ve Rahim'dir.
Cennet, ebedi saadettir. Bu kadar kıymetli olan cennetin ücreti Müslüman'ca yaşamaktır. Allah, kullarının her zaman her yerde en iyi şekilde yaşamasını istiyor; bu da ancak İslamiyet'le olur. İslamiyet'ten hiç kimseye zarar gelmez.
Kutlu Doğum, Peygamberimiz'in (sas) doğum gününü kutlamaktır. Bana göre kutlamak çok da önemli değil. Önemli olan, Peygamberimiz'in (sas) hayatını öğrenmek, onun sünnet-i seniyyesine tabi olmaktır.
Allah, insana sevmek duygusunu vermiştir. Bu duyguyla Allah'ı seveceğiz, Allah'ı sevenleri seveceğiz, Allah'ın sevdiklerini seveceğiz. Ben düşündüm; Allah'ı seviyor muyum? Öğle namazını kıldım. İkindi namazına hazırlık yapıyorum. Demek ki, ben Allah'ı seviyorum... Allah'ı sevmenin alameti sünnet-i seniyyeye ittibadır. Herkes sünnet-i seniyyeyi anlamayabilir. Bunun için deriz ki, ilmihale uymak sünnet-i seniyyeye ittibadır. Piyasada pek çok alimin yazdığı ilmihal kitapları var. Mesela ben Diyanet'in neşrettiği ilmihali aldım, çok hoşuma gitti. İyi bir dost gibi her zaman yanımda...
Beni çok düşündüren bir hadis var: Efendimiz (sas) buyurmuş ki: "Sizden birinize ben, annesinden, babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadığım müddetçe tam iman etmiş olamaz."
Günümüzde günahları süslediler. Günahları reklam ettiler. Bu zorluklar altında bir Müslüman'ın ilmihalle arkadaş olması, İslam'ı yaşaması, Peygamber'i annesinden, babasından, çocuklarından, bütün insanlardan daha çok sevdiğini ispat eder...
Zaman