Hizmet ehli olan mü'min, Cenâb-ı Hakk’ın Rahmân ve Rahîm esmâsını gereği gibi tefekkür ederek, hizmet verdiği her varlığa karşı şefkat ve merhameti esas almalıdır. Zira hizmet, merhamet işidir. Bütün güzellikler, merhamet, şefkat ve tevâzû ile yapılan hizmetlerin neticesinde elde edilir.
MÜTEVAZİ İNSAN GERÇEK HİZMET EHLİDİR
Merhametin en belirgin alâmeti ise infaktır. Bu bakımdan hizmet ehli, aynı zamanda cömert olmalıdır. Zira yüksek ahlâkî vasıflar, birbirini tamamlar. Merhametli insan cömert, cömert insan mütevâzı, mütevâzı insan ise gerçek hizmet ehli olur.
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“Allah Teâlâ cömerttir, ihsan sahibidir; cömertliği sever. Yine O, güzel ahlâkı sever…” buyurmuştur. (Süyûtî, el-Câmi, I, 60; Tirmizî, Edeb, 41/2799)
KİBİRLİ İNSAN HİZMETTEN UZAKTIR
Buna mukâbil kötü ahlâk ve çirkin vasıflar da birbirine bağlıdır. Nitekim merhamet ve şefkat mahrumu bir insan cimridir. Cimri insan kibirli, kibirli insan da hizmetten uzaktır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları