Bu toprakların en tatlı ortak değeri Aşûre

Nar ve üzüm tanecikleri, incir dilimleri, birkaç kayısı parçası, bir avuç buğday, biraz fasulye ve nohut...

Bolca fındık, fıstık ve ceviz içi... Hepsi bir arada. Aşûre denilince çoğumuzun aklına, bir lezzet harikası gelir. Ama bu tatlının lezzeti de, manası da bir kaba sığmaz. Aşûre Günü; düşüncesi, ideolojisi ne olursa olsun, bu topraklarda yaşayanların ortak değeridir, tıpkı Ramazan gibi, Kurban gibi... Yörelere göre malzemeleri kısmen değişse de aşûre; dostluğu, kardeşliği hatırlatır bize. Sünni'nin aşûresi de, Alevi'nin aşûresi de Mevlevi'nin aşuresi de, aynı kazanda pişer. Herkes komşusuna dağıtır. Yüzyıllardır bu gelenek hep aynı heyecanla devam eder. İşte size Türkiye'den değişik aşûre örnekleri...

Muharrem ayının 10. gününden mülhem dilimize yerleşmiş bir kavram, aşure. Arapçada 10 demektir çünkü. Türkiye'de aşure gününün dinî olduğu kadar kültürel anlamı da var. Aşure pişirmek Osmanlı'dan kalma ve Müslüman Türklere özgü bir gelenek olarak hâlâ devam ediyor. İçindeki buğday sebebiyle piştikçe artan aşure bu coğrafya insanı için bereketi ve şükrü temsil ediyor. Bu sebeple eskiden her beldede ileri gelenler şükür amacıyla kazanlarla aşure pişirir ve dağıtırmış. Aşûrenin yörelere göre malzemelerinde ufak tefek değişiklikler olsa da genel itibariyle yapılışı aynı. Mesela Afyon'da şimdilerde müze olan Afyonkarahisar Mevlevihanesi'nde "40 hatimli şifalı aşure" pişiriliyor ki, içine yöreye has haşhaş ve gül giriyor. 16. yüzyılda başlayan bu geleneğe göre 40 hafız, indirdiği 40 hatmin duasını yaparken bir yandan da kazanlarda zencefilli, haşhaşlı, güllü aşure pişirilirmiş. Bu gelenek hâlâ yaşatılıyor. 25 Aralık'ta Afyonkarahisar Belediyesi'nin katkılarıyla hazırlanacak 40 kazan aşureyi, 40 hafız cuma namazı çıkışı dağıtacak. Konya'da, İstanbul'da ve Anadolu'nun birçok yerinde dernekler, vakıflar aşure pişirmeye ve dağıtmaya devam edecek. Biz de evinde aşure yapmak isteyenler için üç farklı aşûre tarifi derledik.

***


Aşure tatlısı ve sütlü aşure çorbası
Yemek yazarı Hatice Özdemir'in portakallı aşure tarifi aşağıdaki gibi. Özdemir, aşure için pişirdiğiniz buğday ve nohutla yapabileceğiniz sütlü aşure çorbası tarifi de veriyor.

Malzemeler: Yarım kg buğday, 1 su bardağı nohut, 1 su bardağı kurufasulye, 1 çay bardağı pirinç, 100 gr kuru kayısı, yıkanmış ve ufak ufak doğranmış 50 gr kuş üzümü, 100 gr. çekirdeksiz kuru üzüm, dilerseniz ufak ufak doğranmış kuru incir (aşurenin rengini koyulaştırdığı için biz pek kullanmıyoruz), 1 kg toz şeker.

Hazırlanması:

1. Aşureyi pişirmeye başlamadan 8-9 saat önce buğdayı üzerini 4-5 parmak geçecek kadar kireçsiz su ile doldurun, bir taşım kaynatın.

2. Nohut ve kuru fasulyeyi de aynı şekilde 8-9 saat önce ıslatıp kaynatın.

4. 8 saat sonra tencerelerin altını tekrar açın, kısık ateşte (arasıra karıştırarak) buğdaylar iyice ezilinceye, nohut ve kuru fasulyeler de yumuşayıncaya kadar (yaklaşık 2,5-3 saat) pişirin. Suları azaldıkça kaynamış su ekleyin.

5. Buğdayın pişmesine yakın tencereye iyice yıkanmış pirinci ekleyin. Bir süre pişirin.

6. Hepsi pişince nohut ve kuru fasulyeleri buğday tenceresine ekleyin. 10-15 dakika daha kısık ateşte kaynatın. Çekirdeksiz üzümü, kuş üzümünü ve kayısıları tencereye ekleyin. 15 dakika daha pişirdikten sonra toz şekeri ekleyin, bir taşım kaynatıp altını kapatın.

7. Aşure soğuduktan sonra kâselere paylaştırıp tarçın/ceviz/fındık/nar/portakal kabuğu rendesi ile süsleyin.

Sütlü aşûre çorbası

1. Aşure yaparken kuru yemişleri eklemeden (6. adım) önce pişmiş baklagillerden çorba tenceresine 6-7 kepçe ayırın.

2. Tencereye 1,5 lt. soğuk süt ekleyin. 1-2 defa karıştırıp kaynamasını bekleyin. Kaynayınca tuz ilave edin.

3. Bu arada 2 yemek kaşığı tereyağı, ince ince doğranmış 1 küçük soğan ve pul biberi tavada kızdırıp sos hazırlayın.

4. Kâselere alıp nane ve sos ile servis edin.

***


Şifalı Mevlevi aşure
10 kişilik şifalı ve güllü aşurenin tarifini Afyonkarahisar Mevlevihane Müzesi Müdürü Lokman Derya Solmaz'dan aldık.
Malzemeler: 1 kilo su, 100 gr kuru nohut, 100 gr kuru fasulye, 50 gr göce (yarma), 50 gr ceviz içi, 20 gr pirinç, 40 gr fındık içi, 40 gr fıstık içi, 20 gr kuru üzüm, 40 gr kuru kayısı, 40 gr kuru incir, 20 gr haşhaş, 10 gr kuş üzümü, 20 gr dut kurusu, 10 gr susam, 30 gr konsantre portakal suyu, 50 gr gül suyu, 10 gr toz karanfil, 2 paket vanilya, 10 gr toz tarçın, 20 gr hindistan cevizi, 5 gr çörekotu, 10 gr toz zencefil, 400 gr toz şeker, 100 gr buğday nişastası.

Yapılışı: Nohut ve fasulye yaklaşık 12 saat önce ıslatılır, sonra bol suda yıkanıp haşlanır. Göce (yarma) de yıkanıp haşlandıktan sonra, karıştırılır. Üzerine ceviz, fındık ve fıstık içi ilave edilip 20 dakika daha kaynatılır. Kuru üzüm, kuru kayısı, kuru incir, haşhaş, dut kurusu, susam, portakal özü, gülsuyu ilave edildikten sonra 10 dakika kadar daha kaynatılır. Karanfil, vanilya, tarçın, Hindistancevizi, çörek otu, zencefil ilave edilip 5 dakika kadar kaynatıldıktan sonra şeker ve gerekirse buğday nişastası katılıp 5 dakika daha kaynatılır. İsteğe göre sıcak, isteğe göre soğuk servis edilir.

***


Alevî-Bektaşî aşuresi
Alevilik ve Bektaşilikte aşûre günü, hem peygamberler için önemli olduğu, hem de Hz. Hüseyin'in bu günde şehit edilmesinden dolayı oruçlu geçirilir. Muharrem ayının ilk on iki günü matem orucu tutan Alevî ve Bektaşîlerin bu sürede Fuzuli'nin "Hadikatü's Süeda" isimli eserinden pasajlar okunduğunu söyleyen Doç. Dr. İlyas Üzüm, "Fuzuli'nin söz konusu eserinde geçmişteki peygamberlerin yaşadığı sıkıntıları ve Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilişi tasvir ediliyor." diyor. Muharrem'in on ikinci günü aşure kaynatmaya başlıyorlar. Bakla, nohut, kuru fasulye, kuru üzüm, kuru incir, kestane, fındık ve fıstıkla pişirilen aşurenin üzerine susam, nar taneleri, ceviz içi ve tarçın konuluyor. 13. günü bu aşure Alevi ve Bektaşi dedelerinin dualarıyla dağıtılıyor.
Zaman

Toplum Haberleri