Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Rum Sûresi 1-6. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
[Mekke devrinde nâzil olmuştur, 60 âyettir.]
1-Elif, Lâm, Mîm.
2, 3, 4, 5-Rum’lar (Arab’ların bulunduğu bölgeye) pek yakın bir yerde (müşrik olan Îranlılara) mağlûb oldu; fakat onlar bu mağlûbiyetlerinden sonra, birkaç sene içinde (üç ile dokuz yıl arasında, Îranlılara) galib geleceklerdir. (*) Önünde de sonunda da emir Allah’ındır; o gün mü’minler de Allah’ın yardımıyla sevinecektir. (O,) dilediğine yardım eder. Çünki O, Azîz (kudreti herşeye üstün gelen)dir, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
6-(Bu zafer) Allah’ın vaadidir. Allah, vaadinden dönmez; fakat insanların çoğu bilmezler.
(*) Mekke müşrikleri, o günlerde kendileri gibi müşrik olan Îran Devleti’nin, ehl-i Kitab olan Doğu Roma İmparatorluğuna galebesiyle sevinmişler ve kendilerinin de Müslümanlara böyle gālib geleceklerini söylüyorlardı. Hz. Ebû Bekir (ra) bir tartışma üzerine Mekke müşriklerinin ileri gelenlerinden Übey bin Halef ile bu âyetteki müjdeye binâen iddiâya girdi. Sözleşmeye göre, üç sene içinde Romalılar gālib gelirse Hz. Sıddîk (ra) on deve alacak, aksi hâlde verecekti. Peygamberimiz bundan haberdâr olduğunda بِضْعٌ ta‘bîrinin üç ile dokuz arası rakamlara delâlet ettiğini, dolayısıyla süreyi dokuza, develeri yüze yükseltmesini buyurdular. Sözleşme yenilendi. Yedinci yılının başlarında Romalılar beklenmedik şekilde gālib gelmekle, Hz. Ebû Bekir (ra) develeri o müşrikin vârislerinden aldı ve hepsini tasadduk etti. (Celâleyn Şerhi, c. 6, 86)