Bumerang, genellikle akasya ve okaliptüs gibi sert ağaçlardan yapılmakta ve boyu 40-90 cm kadar olmaktadır. Eğriliği, kolları arasındaki açı 90°den büyük olacak şekildedir. Bazıları düz olarak fırlatıldığı yönde ilerler, bazıları ise havada bir dairevi yörünge çizerek tekrar geri gelirler.
Her iki tipte de bumerang döndürülerek fırlatılır ve kendi ekseni etrafında bir daire çizerek döndüğünden dolayı kendisini havada dengeler.
Aynı zamanda sahip olduğu aerodinamik şeklinden dolayı havada ilerlerken kaldırma kuvvetine maruz kalır. Böylece yere paralel olarak fırlatılan bumerangın çok uzak mesafelere gitmesi mümkün olur.
Geri dönen bumeranglar, kendi ekseni etrafında bir pervane gibi döndüğünde oluşan hayali daire düzlemi, dik düzlemden biraz sağa veya sola eğik olacak şekilde fırlatılır. Bu eğiklik sağ elle fırlatılan bumeranglarda sağa doğrudur. Dolayısıyla fırlatılan bumeranglar da sağa doğrudur. Böylece, fırlatana göre sağdan başlayıp sola doğru dairevi bir yörünge çizerek geri gelir.
Bumerang havada belli bir hızla hareket ederken aynı zamanda döndüğünden üst kısma gelen kolun havaya göre izafi hızı alttakinden daha fazladır. Çünkü dönme hareketinde cismin teğetsel hızı daireye teğet olacak şekilde yön değiştirir. Bu hız, üst kısımda bumerangın hareketi yönünde, alt kısımda ise ters yöndedir. Üst kısmın hızının fazla olması, üst kısma daha fazla kaldırma kuvvetinin tesir etmesine sebep olur. Bu da dönen bumerangın oluşturduğu hayali daireyi, sağa eğik atılmışsa sola doğru devirmeye çalışır.
Fakat kendi ekseni etrafında dönmesinden ileri gelen tesirle devrilmeyip, hayali dairenin dik ekseni etrafında dönme yapar. Bu hareket neticesi hayali dairenin yönü daima değişir ve neticede dairevi bir yörünge takip ederek ilk başlangıç noktasına geri gelir.
Kelime kökeni
İngilizce boomerang "Avustralya yerlilerine özgü helezoni kesimli çubuk" sözcüğünden alıntıdır. Sözcük, Avustralya"nın Port Jackson yerlilerinin dilinden alınmış ve 1823 dolayında İngilizcede ilk kez kaydedilmiştir.
Bumerang etkisi ne anlama gelir?
Bumerang, ilk kez Avustralya yerlileri Aborjinler tarafından kullanılan ve ağaçtan yapılan kıvrık bir av aletidir.
Ne kadar şiddetli fırlatılırsa fırlatılsın, hedefindeki avı vuramaması durumunda, dönüp dolaşıp fırlatanı vurmasıyla ya da avlamasıyla ün yapmış bir alet olarak biliniyor.
Bumerang, hareket özelliği nedeniyle avcıların kullandığı bir av aleti olmanın yanı sıra, toplumsal-siyasal gelişmeler ya da olaylar arasındaki karşılıklı neden-sonuç ilişkilerini açıklamak için sosyal bilimciler tarafından daha çok “Bumerang etkisi” kavramı ile ifade edilir.
Belli bir etkinin sonucunda ortaya çıkan tepkinin olumsuz olarak geri dönmesi, toplumsal-siyasal olaylarda genellikle “bumerang etkisi” olarak değerlendirilir. Bu anlamıyla bumerang etkisi, hedefine ulaşmayan bir girişim ya da mesajın geri dönerek, girişimi yapanı ya da mesajı vereni vurması demektir.
Yani av silâhı bumerang gibi "Hedefine ulaşmayan her mesaj, hedefi vuramadıktan sonra girişimi yapana geri döner." misali. Aslında adını da ondan almış.
Bir hikâye bu konuyu çok güzel bir şekilde tasvir eder.
Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış.
Birden oğlu takılıp düşüyor ve canı yanıp ‘AHHHHH’ diye bağırıyor.
İleride bir dağın tepesinden ‘AHHHHH’ diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor.
Merak ediyor ve ‘SEN KİMSİN?’ diye bağırıyor.
Aldığı cevap ‘SEN KİMSİN?’ oluyor.
Aldığı cevaba kızıp ‘SEN BİR KORKAKSIN’ diye tekrar bağırıyor.
Dağdan gelen ses ‘SEN BİR KORKAKSIN’ diye cevap veriyor.
Çocuk babasına dönüp ‘BABA NE OLUYOR BÖYLE?’ diye soruyor.
‘OĞLUM’ diyor adam, DİNLE VE ÖĞREN!’ ve dağa dönüp ‘SANA HAYRANIM’ diye bağırıyor.
Gelen cevap ‘SANA HAYRANIM!’ oluyor.
Baba tekrar bağırıyor, ‘SEN MUHTEŞEMSİN!’
Gelen cevap; ‘SEN MUHTEŞEMSİN!’
Oğlu çok şaşırıyor, ama halen ne olduğunu anlayamıyor.
Babası açıklamasını yapıyor, İnsanlar buna ‘Yankı’ derler, ama aslında bu ‘Hayatın ta kendisi’dır.
Yani hayat, daima sana, senin ona verdiklerini geri verir. Hayat, yaptığımız günlük davranışların aynasıdır. Bu beraberinde, sevgi istediğin zaman daha çok sevgi şefkat istediğinde, daha şefkatli olabilmeyi getirir. Şayet saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duymalısın. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sen de özverili bir hayata sahip olmalısın. Veya değer verilenleri değersiz görme gibi bir komplekse girmişsen, sen de değersiz bir hale dönersin. Söz konusu kural yaşamımızın bir parçasıdır, hayatın her kesiti için geçerlidir.
Bu olguya sosyal psikolojide “bumerang etkisi” denilir. Hayatın içerisinde ise bunun karşılığı, "Davranışlarımızda hiçbir şey boşa gitmez ve karşılıksız kalmaz" sonucudur.
Tamamen hayat ile alakalı olan bu oluşların örneklerini Hazreti Rasulullah (aleyhisselatu vesellem): "Bir kimseye bela okunduğunda o kimse şayet belayı hak etmemişse o bela geriye döner atanı bulur" ve “Her kim bir insanı bir nedenden ötürü suçluyorsa o kimse suçladığı şey başına gelmeden ölmez” şeklinde açıklıyor.
Toplumsal yaşamda bu tür davranışların sonuçlarını “bireylerin suçladıkları şeyin kendilerine dönmesi” şeklinde görebiliyoruz.
İLKHA