Kâhta’yı yakinen bilirsiniz.
Güneydoğu’da tarih ve medeniyetin en yoğun yaşandığı, farklı kültürlerin beraber imtizaç ettiği önemli bir merkez…
Tabi ki farklı kavimlerin, farklı ve muhtelif ırkların asırlarca bir arada yaşadığı kutlu ve de mübarek bir diyar.
Hem dinî, hem de tarihi geçmişiyle yerel ve ulusal birçok zümrenin dikkatini çekmiştir.
Hâlâ da çekiyor.
Yapılan arkeolojik çalışmalar ve teknik veriler burada saklı kalan medeniyet hazinelerini gün ışığına çıkarıyor.
Ama bana göre en önemli özelliklerinden biri Kâhta’da asırlarca Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin bir arada huzur ve sükûnet içinde yaşamaları…
Evet, evet… Kâhta, Kürtlerin yoğun yaşadığı merkez olmasına rağmen birçok Ermeni ve Süryani aileyi de barındırıyor.
Hatta geçen sene Mardin’de katıldığım bir sempozyumda tanıştığım Deyrulzafaran Manastırı Süryani Rahibi Gabriel Akyüz bana; ‘Kâhta’da birçok ailenin Süryani olduğunu ve bunlarla irtibat içinde olduklarını’ belirtmişti.
Tecrit döneminde ise mevcut Ermenilerle birlikte birçok Ermeni’nin Kâhta’ya iltica ettikleri de bir gerçek…
Kâhta merkezinde olduğu gibi birçok köyde de Ermeniler, Kürtlerle huzur içinde yaşıyor.
Osmanlı döneminde Ermenilere ‘millet-i sadıka’ yani sadık millet dedikleri de bir realite olmasına rağmen nedense tecrit döneminden sonra bunlara ‘dönme’ adı verildi.
Küçükken yolda gördüğümüz Ermenilere; ‘Bunlar dönmedir, dönme’ derlerdi.
Bir bakıma ‘ötekileştirilirdi.’
Dönme sözcüğü farklı bir dine mensupken İslam’ı tercih ederek İslamî esaslara göre yaşayanlara verilen admış.
Yani Ermenilere ve Süryanilere İslam’a girdikleri için ‘dönme’ denmiş.
Buna rağmen ‘dönme’ sözcüğüne farklı bir mana yükleniyor.
2016’da bile.
Geçen bir mecliste sohbet ederken birisi heyecanlı ve gür sesiyle; ‘Bahsettiğiniz adam dönmedir, dönme!’ diyerek bir bakıma aşağılıyor.
Bir insanın Ermeni veya Süryani olması tercih meselesi değil ki onları hem kavmi ile hem de sonradan Müslüman olmalarıyla töhmet altında bırakalım.
İnsan bir dinden dönemez mi?
İslam, evrensel bir din değil mi ki muhataplarımızı ötekileştiriyoruz?
Ya da kardeşlik hukuku nerede?
İslam’dan önce Ömer’le, İslam’dan sonra Hz. Ömer (R.A) bir midir?
Allah Resulü’nün (ASM) ona karşı duruşunu hiç mi okumadınız?
Durun, daha can alıcı bir soru sorayım.
‘Dönmedir, dönme!’ diyerek hakaret ettiğiniz insanların çoğu Hz. İsa (A.S)’ya gönderilen semavî ve tek ilahlı din olan ama sonra da tahrif edilen Hristiyanlık’a inanıyorlardı.
Peki ya siz?
Siz Mecusî idiniz, ateşe tapıyordunuz, ateşperesttiniz!
Neyse ki İslam imdadınıza yetişti, ta ki hakikî yola sülûk ettiniz ve de ‘döndünüz.’
Yani siz de dönmesiniz, dönmelerin başını çekiyorsunuz.
Şükredin ki, Cehennem ateşinden, Cennet nuruna döndünüz.
Tabi ki samimiyetini yitirmeyenler!
‘Dönmedir, dönme’ diyerek Kuranî mesajlara aykırı davranmayanlar!