Bursa Bediüzzaman Platformu, Büyükşehir Belediyesi ile “Bediüzzaman ve İnsan” konulu iki panelle gerçekleştirdi; biri Uludağ Üniversitesinde, diğeri Merinos Kültür Merkezinde oldu bu programlar.
Bir zamanlar anılmakla adı duyurulmak isteniyordu Said Nursi’nin. Adından eserine giden yol aranıyordu böylelikle. Şimdi adını duymayanlar azaldı, anlamaya odaklanılıyor, eseri nazara verilmeye çalışılıyor yapılan programlar, sergilenen etkinliklerle.
Onu her yıl mart ayında anlama ve anlatma çabası yetersiz elbet; dağarcığa birkaç kelime düşürmek bile büyük bir faaliyet, büyük bir hizmet.
Panelden düşen birkaç kelime ne derseniz; en başta Said Nursi “hikmet ve şefkat” insanı, muhabbet adamı, celal kişilik derim. Mesleğini dört kelime ile özetlemiyor mu; “acz, fakr, şefkat, tefekkür.”
Said Nursi’nin övülmeye ihtiyacı yok; gösterdiği hikmeti anlamaya, şefkate yaklaşmaya, muhabbete sığınmaya ihtiyaç var. Celal bir kişilikle bunları nasıl gerçekleştirmiş, dengeyi nasıl kurmuş, mizanı nasıl oluşturmuş; evet, kafa yorulacak, hal devşirilecek bir durum.
Kâinat onun için hikmet bir kelime, harf kâinat kadar önemli nazarında. Sinekten Süreyyaya uzanan, afaktan enfüse, evvelden ahire erişen bir tefekkür yolculuğunda O.
İsmi Hâkim ve Rahim cilvesine mazhar olmuş; onda görülen güzellikler bu iki isimden yansıma. Eşyayı, hadiseleri esma ile okumuş, hayatını onunla şekillendirmiş. Paşalara, padişahlara, tek adamlara hakikat adına meydan okurken; baharda sarı bir çiçeği tefekkür etmiş, sonbaharda kavak yapraklarına ağlamış, bayram günü oynayan gençlere ağlamış bir insan Said Nursi.
İkinci kelime; ehli muhabbet olmadan ehli hakikat olunmaz. İçinde muhabbet barındırmayan hangi şey hayırla gerçekleşmiş ve devam etmiş? Kâinat bu hamurla yoğrulmuş ve bu hamurla ayakta duruyor; yıkılan cemiyetler, toplumlar, devletler neyin habercisi, hangi hakikati hatırlatıyor? Bu panelin birlikte gerçekleşmesi bir muhabbet seremonisi değil mi?
Nurculuk güçlü bir hiyerarşik yapılanma değil, adem-i merkeziyetçi bir oluşum ve merkezinde insan var, iman hizmeti, Kur’an hizmeti var, sünneti ihya tecdid ve ıslahatı var. Gizli bir şeyi yok, şeffaf ve şefkatli…
Bunu en güzel örneği Said Nursi; vefat edeli 57 yıl olmuş, yazdıkları ile çelişen, örgüt görüntüsü veren bir bilgi ve belgeye rastlanmadı henüz.
Ele geçirmek istediği hedef ve gayesi; akıllarda tefekkürü, kalplerde şefkati yerleştirmek. Onun izinden gidenler, onu rehber edinenler bunun dışında bir şey söyleyebilir, bundan farklı bir tavır sergileyebilir mi?
Panelistlere zorlayan sorular dinleyicilerin kalitesini gösteriyordu. Lüzumsuz giriş konuşmaları
uzatılmasaydı da panelistler daha çok konuşsa, dinleyiciler daha çok soru sorsaydı!
Bir dahaki programlarda dikkate alınır mı bilmem; elde değil protokolü sevmiyorum!
Bursa Büyükşehir Belediyesine, Platforma, panelistlere ve dinleyicilere binlerce teşekkürler.