kalbim davud’un kalbi
zebur çağlayan, sızıyor ruhumun çatlaklarına
karanlık kuyularımda eriyor bir mum
mumun ışık suretinde söze büründüğü
sözün bir adamda imgelendiği
sonra bir adamın maya gibi göverdiği
ben zebur’lu vakitlerde geldim düşüne
zebur’la donandım aşkla bilendim
bir davut çalgısı örselerde
bir kalb harı dağda
zebur ve düşlerde
yağmurun gücünü duydum ilk önce
ve ılık kanın ritmik iniltisini
yani bukağılı yüreğimin zincir sesini
davud zebur örtünür üstüne
ocağa yaslanan ibrahim’i beklercesine
zaman ruh hızında eskiyor
yıpranıyor keçe kopyasında gece
çağlarca yürüdüm tarihin ıtırlı yollarında
yüzyıllarca dinlendim bir hurmanın altında