Bulgaristan’dan yıllar önce göç ederek Avcılar’a yerleşen, küçük çiftliğinde yetiştirdiği tavukları pazarda satan Hacı Ahmet Tükenmez, yakınlarına en büyük arzusunun ölmeden önce bir cami yaptırmak olduğunu söylemişti. Hacı Ahmet Tükenmez’in kızı Nermin Türk, "Babam, caminin yapımına 1979’da başladı. Cami 1.5-2 yıl içerisinde tamamlandı. O dönemdeki koşullarda cami ve minaresini ustabaşıları yapardı. Kamyonlarla kum getirilir, parasını babam öderdi. 1980’de cami tamamlandı ve Diyanet’e devredildi. Caminin tamamlanmasından hemen sonra babam vefat etti.”
Hacı Ahmet Tükenmez’in tek kızı olan Nermin Türk, eşi Şükrü Türk ile birlikte Silivri açıklarında 26 Eylül’de meydana gelen depremin etkisiyle babasının adını taşıyan cami minaresinin kırıldığını duyunca şoke olduklarını, tek tesellilerinin kimsenin burnunun kanamaması olduğunu söyledi. Türk, “O günden bu yana içim buruk. İkinci minareyi de riskli olduğu değerlendirilerek yıktırıldı. Caminin sağlam olduğunu ve ibadete açık olmasını umuyoruz. Babam, o günün koşullarına göre caminin en iyi biçimde yapılması için çaba harcardı. Adının cami ile birlikte yok olmasını istemiyorum. Bunun düşüncesi bile beni, eşimi, babamın adını verdiğim oğlumu üzüyor” dedi.
Nermin Türk’ün eşi Şükrü Türk de, caminin tamamlandığı yıl evlendiklerini, kayınbabasının en büyük arzusunun bu caminin yaptırılmasını görmek olduğunu söyledi.
Riskli olduğu için kesilerek sökülen halen ibadete kapalı olan 39 yıllık Hacı Ahmet Tükenmez Camii’nin kolonlarından alınan karot örneklerinin incelenmesine devam edildiği, durumunun sonuca göre netlik kazanacağı ifade edildi.
DHA