Dışında bir estetik, içinde ince san’at,
Duvarları süsleyen, çok değerli Hüsn-ü Hat.
İzzetli ve Vakarlı, İhlâsı tam, İmam zat,
Kubbelerde Kur’an sesi, ne güzel bir nagamât.
Minberde bir asalet, ince nârin bir yapı,
Lâfz-ı Celâl işlenmiş, rakîk ince bir kapı.
Mihrab denen girinti; Kur’an sesine Kümbet,
İmam’ın kıraati; “Allah’ım bizi affet.”
Şartlara haiz İmam, Kıraati yerinde,
Resûlümün (A.S.V.) Vekili; rütbesi değerinde.
Cezb ediyor Cemaati; güler yüz ve tatlı dil,
Ol Resûle münasip, ne seçilmiş bir Vekîl.
Cemaate bir önder, her konuda var sözü,
Halka İmam olanın, kalbine ayna yüzü.
Cemaatten önce gelir, Mihrabına oturur,
Ruh, bedeni ihzâr edip, Rab Huzuruna durur.
Tesbihatı tam eder, cemaatten önce çıkmaz,
Yaptığı işi sever, mesleğinden hiç bıkmaz.
Cemaat, Cami, İmam, üçlü bir sacayağı,
Birlik, beraberlikle, muhkem kılar duayı.
Dualar kabûl olur, dirlik düzenlik gelir,
Herkes de mutlu olur, mutluluk burda bilir.