İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nın kutlandığını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu yılın temasının "Cami ve İlim" olarak belirlendiğini belirten Maşalı, camilerin hem ibadet mekanı hem de ilim ve irfan yuvaları olduğunu vurgulayarak, "İstanbul'daki tarihi camilerimizin etrafında medreselerin olduğunu görürüz. Bu durum camilerin ilim ve irfanın merkezi olduğunu bize göstermektedir." diye konuştu.
Günümüzdeki camilerin irfan yuvası olduğunu ama ilimle de buluşmasının biraz daha pekiştirilmeye ihtiyaç duyulduğunu anlatan Maşalı, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla biz bu sene başlığımızı bu şekilde belirledik. Camilerimiz ilimle buluşsun. Camilerimizde, medeniyetimizde, geçmişimizde öğretilen ilim sadece malumat niteliğinde bir ilim değildir. Yani sadece zihni beslemez ve bilgi doldurmak için değildir. İlmin, bilginin davranışa yansıması da öğretiliyor camilerde. Dolayısıyla burada ilim, bilgi vardır ve bu ilim aynı zamanda insana ahlak olarak yansır. Camilerimizdeki ilim aslında ilim ve irfanın bilimle hikmetin bir arada harmanlandığı bir ilim anlayışıdır. İlim Allah’ı tanımak demektir. Allah’ı tanımayan bir insanın alimliğinden ya da bilgi sahipliği olmasından bahsetmek mümkün değildir. Yani cami merkezli ilim anlayışında önce insanın kainattaki yerini iyi tanımlaması, kendini iyi görmesi, kulluk vazifelerinin farkında olması, kendi dışındaki insanlarla ahlaki ilişkilerinin tam olması bir ilim anlayışıdır."
"Camiler ve Din Görevlileri Haftası, Ayasofya Cami-i Şerif'nin avlusunda yapılacak törenle başlayacak"
Maşalı, bu sene tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bir salgının yaşandığını anımsattı.
Bu yıl Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nda önceki yıllarda olduğu gibi cami ve ilim merkezli ilmi toplantılar, bilimsel oturumlar, paneller, konferanslar yapmayı arzu ettiklerini belirten Maşalı, salgından dolayı online programlar yapılacağını ifade etti
Maşalı, camilerde ilim meclislerinin başlatacağını ve bunun da ilk olarak Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde olacağını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, bizim geleneğimizde gerçekten ilmi halkaların, derslerin öne çıktığı bir cami olmuştur. Bu kapsamda perşembe günü Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş'ın katılacağı mütevazi, az katılımlı bir törenle Ayasofya Cami-i Şerif'nin avlusunda yapacağımız bir törenle Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nı başlatacağız. Bu çerçevede cami ve ilim merkezli değerlendirmeler orada dillendirilecek, İstanbul Müftülüğü olarak Ayasofya Camisi'nde yapacağımız ilmi derslerin tanıtımını yapacağız. Yine perşembe akşamı Eyüp Sultan Camisi'nde hayatını kaybeden din görevlilerimiz, hocalarımız için akşam ve yatsı arasında bir Kur'an-ı Kerim tilaveti de düzenleyeceğiz. Cuma günü yine bu haftayla irtibatlı Ayasofya Sempozyumu olacak. Sempozyumun açılışını cuma günü saat 14.00'te başkanımız katılımıyla Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin avlusunda gerçekleşecek ve toplantı online olarak izlenebilecek."
"Din görevliliği bir adanmışlık işidir"
Din görevliliğinin gönüllülük esasıyla yürütülen bir faaliyet olduğuna işaret eden Maşalı, "Bu faaliyet camiyle de sınırlı değil. Bu görevi üstlenmiş arkadaşlarımıza baktığımız zaman toplumun bütün katmanlarında onların sundukları hizmeti görebilirsiniz. Onun için bir mesai kavramları da yoktur. Bugün camide hizmet veren hocalarımız mesaisi saat sabah namazında başlar yatsı namazından sonra da devam eder. Dolayısıyla bir defa gönüllülük esasasın merkezde olduğu bir hizmetten bahsetmemiz mümkündür." ifadelerini kullandı.
Din görevlilerin Türkiye'nin her köşesinde görev yaptığının altını çizen Maşalı, şunları kaydetti:
"Ülkemizin en ücra köşesinde bu arkadaşlarımız devletimizin sesidir. Bunun yanında arkadaşlarımız Vefa Sosyal Destek Grupları'nda da en ön safta görev almaktadırlar. Mesela görevli bir arkadaşımız o bölgenin çevresini iyi tanımakta, o bölge insanına nasıl davranılacak, hitap edeceği noktasında ciddi birikime sahipler. Arkadaşlarımız gönüllü çalışmaya da alışkınlardır. Vefa Sosyal Destek Gruplarında da bu arkadaşlarımız ciddi katkılar sunmuşlardır. Bugün filyasyon ekiplerinde din görevlisi arkadaşlarımız görev alıyor ve ciddi anlamda katkı sunuyorlar."
Salgın döneminde camilerin başarılı sınav verdiğini, bir dönem camilerin cemaatle ibadete kapatıldığını ve cemaatle ibadet ortamı olmadığını ifade eden Maşalı, o süreçte de vatandaşlarını camilere gelip tek başına namazlarını eda ettiğini dile getirdi.
Maşalı, camilerde temizliğine ve hijyenine çok dikkat ettiklerini aktararak, şu ifadeleri kullandı:
"Sosyal mesafeyi sağlama noktasında da bütün camilerimizde işaretleme yaptık. Vatandaşlarımız bu kurala uyuyor. Vatandaşımıza kendi seccadesiyle camiye gelmesini söylemiştik ve buna uyuyorlar. Bazı camilerde de ihtiyaca göre tek kullanımlık seccadeler dağıtıyoruz. Hijyene çok dikkat ediyoruz. Şu ana kadar cuma, bayram namazları kıldık ve 'camide sosyal mesafeye riayetten ödün veriliyor' diyebileceğimiz bir durum asla söz konusu olmadı. Sosyal mesafe kurallarının en üst düzeyde yerine getirildiği yer camilerdir. Camilerimiz, koronavirüs önlemlerinin en güzel uygulandığı yerdir."
Salgından dolayı yaz Kuran kursunda yüz yüze eğitim yapılamadığını belirten Maşalı, bunun yerine online eğitim verildiğini söyledi.
Maşalı, "Önceki yıllarla kıyaslandığında yaz Kuran kurslarımızda rakamlar biraz düştü. Ama bu yaz 12 bin erkek, 12 bin kız çocuğumuza online ders verme imkanı bulduk. Bunun ötesinde Diyanet TV yaz kurslarını ekrana taşıdı." dedi.
AA