Çanakkale'yi Ali Ulvi Kurucu'ya anlatmış

Osmanlı'ya bağlılığıyla bilinen Emin el Hüseyni, Çanakkale Savaşları'nda Osmanlı cephelerinde İngilizlere karşı savaşmıştı

 1895’te Kudüs’e Kafkasya’dan gelen bir aileye mensup olan Hacı Emin el Hüseyni, Ezher’de hukuk eğitimi almış, Abdulhamit’in kurduğu Teşkilat-ı Mahsusa’da görev alıp, Çanakkale’de gönüllü olarak Osmanlı ordusunda İngilizler’e karşı çarpışmıştı.

Ali Ulvi Kurucu, Ertuğrul Düzdağ’ın hazırladığı Ali Ulvi Kurucu Hatıratı’nda , Hacı Emin El Hüseyni’yi ünlü alim ve son devir şeyhülislamlarından Mustafa Sabri Efendi’nin evinde tanıdığını  öylüyor. Ali Ulvi Kurucu, Hacı Emin El Hüseyni kendi ağzından şu ifadelerle Çanakkale Savaşı’nı anlattığını aktarıyor:

‘Efendim ben yirmi yaşında idim. Gönüllü olarak, Osmanlı ordusuna katıldım. Çanakkale’de bulundum. Cepheye gitmezden önce bize talim yaptırdılar. Kendim istedim. Ben bir av tüfeği kullanırım; silah kullanmayı bilmem dedim. Bunun üzerinde bizi talimgaha götürdüler.Bize burada talim yaptrdılar.’

Hüseyni daha sonra  Kurucu’yla buluştuklarında ise ‘Osmanlı’nın çöküşünü ve sonrasında İslam dünyasının durumunu’ şu sözlerle betimlemiş:

‘Hacı Emin el-Hüseyni sonra şöyle demişti: "Müslüman dünyasının başına gelen Osmanlı devletinin bedduasıdır. Biz müslümanlar bilhassa Araplar masum ve mazlum Osmanlı Devleti'nin bedduasına uğradık. Babasının bedduasını alan bir evlat gibi. Başımıza gelen felaketler bu yüzdendir" demiş. Yine Hüseyni anlatmaya devam ediyor; " Bir keresinde devletler arasındaki kongrelerden birinde idik. Bir Cezayirli ile bir Tunusluyu kendi aralarında konuşurlarken gördük. Fransızca konuşuyorlardı. Kendilerini şöyle dedim; "Yahu ben yanınızda Filistin müftüsüyüm, sizler iki Arapsınız. Toplantımız Arap devletlerinin meslelerinin görüşüldüğü toplantıdır. Ama siz Fransızca konuşuyorsunuz, bu nasıl iş? Hocam mazur görün bizim kültürümüz Fransızca'dır. Arapça avam lisanını konuşabiliyoruz fakat derin mevzuuları ifadeye arapçamız kafi gelmiyor. Böyle yetişmişiz. Müftü soruyor "Fransa sizin ülkelerinizde ne kadar kaldı? Yüz sene kadar. Peki Osmanlı ne kadar kaldı? 400 seneden fazla. Acaba sizin dedeleriniz babalarınız sizin böyle Fransızca bildiğiniz gibi Türkçe bilirler mi, Hayır. Onun üzerine müftü Osmanlı'nın sömürgeci olmadığını şu sözleriyle anlatıyor: "Yahu adamlar 100 senede size anadilinizi unutturmuş. Kendi lisanıyla konuşmaya mecbur hale getirmiş de Osmanlı 400 senede sana kendi dilini konuşmaya mecbur etmemiş. Üstelik kendi gençlerine Arapça öğretip sizin beldelerinize vali, kaymakam kadı diye göndermiş. Bu devlet mi istilacı?’

Phillip Matter’in de El Hüseyni’yi anlattığı kitabında, Filistin Ulusal Hareketi’nin öncüsü ve Kudüs’ün en genç müftüsünü uluslararası bir Müslüman aktivisti olarak anlatıyor. Matter Hüseyni’nin Çanakkale’den Mısır’a kadar olan coğrafyada çok hareketli bir öncü lider profili çizdiğini belirtiyor.
Dünya Bülteni
 

Nur Talebeleri Haberleri