Şemsinur Özdemir'in haberi
Son yıllarda ithalatın da kolaylaşmasıyla ülkemizde iyice yaygınlaşan seramik mutfak eşyaları, üzerindeki sır tabakası çatladıktan sonra zehirli hale geliyor. Çünkü, porselene göre daha düşük dereceli sıcaklıklarda pişirilen seramiğin hammaddesinde bulunan kurşun, kadmiyum gibi ağır metaller, sır çatlayınca yiyeceklerle beraber vücuda geçerek birikiyor.
Porselenden daha ucuz olduğu için tercih edilen seramik tabak, kâse, kahvaltı takımı gibi doğrudan yiyeceklere temas eden eşyaların yıprandıktan sonra kullanılmaması gerekiyor. Porselen ve seramiğin üretim şekli ve kullanımı hakkında bilgi aldığımız Güral Porselen'in İşletme Müdürü Tevfik Kaynarca, seramiğin sofralarda hiç yer almaması gerektiğini söylüyor.
Tevfik Kaynarca'nın verdiği bilgilere göre, seramik ve porselenin üretim aşamasındaki hammaddeleri aynı: Kaolen, kil, feldispat ve kuvars. Ürünleri birbirinden ayıran ise pişirme sıcaklıkları. Porselen 1.400 derecede pişiriliyor. İyice sertleştiği için üzerindeki ağır metal içeren sırın kullanım sırasında çatlaması mümkün olmuyor. Su emmiyor, bakteri ve mikrop barındırmıyor. Metal çatal bıçakların porselen yüzeylerde bıraktığı izler herhangi bir zarar oluşturmuyor.
Yumuşak porselen de denilen seramik ise, 1.000-1.200 derece arasında pişiriliyor. Su geçirgen (poroz) olduğu için uzun süreli kullanımlarda, su emmesinden kaynaklanan sır çatlakları ortaya çıkıyor. Pişirim sıcaklığının düşük olmasından dolayı, sır sert bir darbeyle de çatlayabiliyor. Sır çatladıktan sonra içinde bulunan ağır metaller yemekle birlikte vücuda geçiyor. Ayrıca iyi temizlenmesi mümkün olmayan çatlakların arasında barınan bakteri ve mikroplar sonraki kullanımlarda yiyeceklere karışıyor.
Hammaddeleri aynı olsa da porselende kullanılan malzemelerin çok daha arıtılmış, temizlenmiş olduğunu belirten Tevfik Kaynarca, seramik için ise aynı hassasiyetin gösterilmediğini ifade ediyor. Porselenin beyaz rengi doğal iken, seramiğin rengi boyalarla elde ediliyor. Bu da çatlayan seramiklerdeki tehlike oranını yükselten bir unsur olarak kabul ediliyor. Ayrıca, seramiğin yumuşak ve geçirgen yapısından dolayı üzerindeki dekor boyaların yiyeceklere geçme riski de bulunuyor. Tevfik Kaynarca, "Biz kurum olarak seramik sofra eşyalarının sağlıklı olmadığını düşünüyoruz. Bu yüzden sadece porselen sofra eşyası üretiyoruz." diyor.
İTHAL ÜRÜNLER KALİTESİZ Mİ?
2004 yılından itibaren ithalatı kolaylaştırıcı yeni düzenlemeler Türkiye'ye çok sayıda porselen ve seramik eşya getirilmesine fırsat verdi. Yerli üreticilere göre, kağıt üzerinde gerekli kalite standartlarına uygun görünen birçok ürün de bu arada ülkeye dağıldı ve daha ucuz olmaları sebebiyle haksız rekabete sebep olundu. Gıda ile temas eden madde ve malzemelerin gıda güvenilirliğine yönelik kontrolleri yürüten Tarım Bakanlığı yetkilileri ise gerekli kontrollerini ve laboratuvar testlerinin eksiksiz yapıldığını iddia ediyor.
Tarım Bakanlığı'ndan Zaman'a yapılan açıklamada, ithalat aşamasında yapılan kontroller sonucunda, kurşun kadmiyum açısından limitleri aşmadığı belirlenen ürünlerin girişine izin verildiği belirtildi. Açıklamada, "Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen seramik ve porselen eşyalar da bu çerçevede kontrol edilmekte ve mevzuata uygun olduğu belirlenenlerin ithali uygun görülmektedir. İthalat aşamasında bakanlık yetkili birimlerince yapılan belge ve kimlik kontrollerinden sonra ithal edilmek istenen ürünlerden alınan numuneler analiz edilmek üzere yetkili laboratuvarlara gönderilmekte ve yapılan kontroller sonucunda mevzuata uygunluğu tespit edilen ürünlerin ithalatına izin verilmektedir." ifadesi yer aldı.
Ayrıca, ithal sofra ve mutfak eşyalarının etiketlerinde, bakanlığın ithal izin tarih ve sayısı, üretici ve ithalatçı firma bilgileri, "gıda kullanımı içindir" ifadesi veya gıda maddeleri ile temas eden madde ve malzemelerde bulunacak semboller ve ürünün kullanımı ile ilgili bilgilerin yer alması gerekiyor.
Zaman