بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
Eski Ankara şehirlerararası otobüs terminalinde İstanbul'a gitmek için saatimi bekliyordum. Bu sırada, yaşlı, başında Orta Asya başlığı olan, beyaz uzun sakallı, ağırbaşlı olgun bir amcayla tanışıp sohbete başladım.
Doğu Türkistan'dan Tibet Platosunu aşarak, 1950'lerde Türkiye' ye sığınmışlar.
Unutamadığım şöyle bir sohbetimiz oldu. Yaşlı Uygur bana "10 atanı sayabilir misin" dedi. "Ancak 3 dedemi saydım."
Amca bir çırpıda sekiz atasını saydı. Dokuz Uygur, on Türk diye bitirdi. Genç biri olarak çok etkilendim ve şöyle bir cevap verdim.
"Sizin atalarınız yüzyıllarca aynı topraklarda yaşıyor. Ne büyük savaş ne de göçler görmüşsünüz. Biz ise Doğu Türkistan'dan Anadolu'ya tam 400 yılda gelmişiz. Üstelik 22 milyon km topraklardan 778 km'ye sıkışmışız. Bu arada dedelerimiz göç ve savaşla kırılmış. Üç göbek ötesini bilemiyoruz" dedim. Yaşlı Türkistanlı bu cevabımı beğendi.
İşte bu amcanın doğduğu topraklarda yine kan var, zulüm var. Hem de dünyanın en ilgisiz, yardımsız kaldığı topraklar. Doğu Türkistan Asya'da unutulan Filistin. Filistin dünyanın gerçeği Türkistan dünyanın uzağı.
Göktürk, Uygur Karahanlı devletleri bu topraklarda kuruldu. Türkler kitleler halinde buralarda müslümanlığı kabul etti. İlk müslüman Türk hükümdarı Abdukerim Saltuk Buğra Han bir Karahanlı hükümdarı.
Turfan(da) vadisi deniz seviyesi altında onlarca km ve doğu ucu Türkistan'a dayanır. Tarım, Turfanda Uygu(a)r kavramlarımız burdan.
İlk Türkçe büyük sözlük, Divanı Lügatit Türk'ü bu topraklarda, Kaşgarlı Mahmut yazdı.
Başkent Urumçi, Kaşgar, Hotan, Aksu, Yarkent bu ülkenin kadim şehirleri.
Mankurtlaştırma operasyonları eğitim adıyla, Çin tarafından son hızla sürdürülüyor. Resmi Sincan (D.Türkistan) günlüğü gazetesine göre, milyonlarca Sincanlı kamplarda eğitiliyor. Yine Çin ajansları ve işbirlikçi İngiliz Roytır ajansına göre, Uygurlar Çinli erkekleri evlerinde misafir ediyor. Çinliler sempatik, yardımsever, güleryüzlü, Uygurlar gergin, korkak ve zoraki pozlar veriyor. (bknz Kırım Haber Ajansı)
Çin müslüman ülkelerden gazeteciler davet edip reklam yaptırıyor. Özel propaganda platolarında gezdirilip gerçekler! dünyaya duyruluyor. Kaşar Maocu Doğu Perinçek konuşmacı olarak katılıp gezdiriliyor. Dünyanın en güzel devrimi olarak sunuluyor. Amerikan propagandası deyip gerçekler gizleniyor.
Çin işkencesi dünyaca meşhurken bir de teknolojik işkence eklendi. Hologramları çekildiği için sokakta arkadan bile kimliği tanınan Uygur hatta Çinliler. Kamplarda çiple gezen ve her şeyleri bilinen Uygurlar çıplak ve tamamıyla çaresiz kobay gibi.
Çalışma kamplarına götürülen, Çinlilerle zorla evlendirilen D.Türkistanlılar.
Bütün bunların alt yapısı 1949'dan beri adım adım hazırlanmış.Türkistan nükleer deneme sahası, hastalık ve sakatlık merkezi yapılmış. Her türlü maden vb. çıkarılıp halk yoksul, eğitimsiz ve çaresiz bırakılmış. Din tamamen yokedilmeye çalışılırken, hizmet cahillerin eline kalmış. Üstelik üretilmiş bir terörizim üzerinden halk üzerinde terör estiriliyor.
2050'ye varmadan dünya lideri olmayı ve Türkistanlıları eritmeyi kafaya koymuş Çin. Sadece batıya doğru genişleyebilir. Batıdaki ilk büyük engel D.Türkistan'ı bitirmesi gerek. Öldürerek, eriterek, yok ederek.
Çin İngiltere arasındaki İpekyolu projesinin odağında Türkiye var. Türkiye bu yüzden sesini çıkaramıyor. Çin elçisi Türkiye'yi yatırım ve kredileri kesmekle tehdit etti.
*
"Zulme meyletmeyin (hoş görmeyin) ateşi sizi de yakar" buyrulur ayette. Zulme seyirci kalınmaz. En azından dualar ve protestolarla karşı çıkılır. Ama ülkemizde sivil kuruluş ve sendikaların ağzı bağlı. Gıkları çıkmıyor. Yukardan emir gelirse meydanlara çıkacaklar. Utanılacak bir durum. Bunlar sözde sivil toplum kuruluşu.
Bulgarların Türkleri eritme belgesellerini izledim. Her şeye katlanıyorlar. Ama müslümanlığın son göstergesi olan sünnet yasağına gelince her şey birden değişiyor. Sünnet olmaktan ölürüm de vazgeçmem dediklerinde direniş başlıyor. Sonunda göç başlıyor ve Jivkof cehennemi boylayınca işler duruluyor. Zülüm uzun sürmez. Bizim tavrımız, çabamız baki kalır.
Üstad Tiflis'te Rus polisiyle konuşurken, "İşte İslamın iki bahadır evladı Kafkas ve Türkistan, Rus harp akademisinde eğitim görüyor" demişti. İşte D.Türkistan Çin işkenceleri altında inliyerek eziyet ve talim görüyor. Dileriz bu zulme biz karşı çıkarken Allah bir sebeple durdurur. Çin'in sessiz ve derinden emperyalist yayılmacılığı ahir zamanda ortaya çıkacak yecüc mecücü de akla getiriyor. Ülkemizi üretim mallarıyla adeta işgal etmiştir. Bu işgale her evi bir imalathane yapıp, ibadet şevkiyle çalışıp üreterek ve tasarrufla ancak cevap verebiliriz. Türkiye de üzerine düşeni yaparak, belanın bize kadar ulaşmasına engel olur, tarihe şeref levhasıyla geçer utançla geçmez inşallah. Çin de hırsının kurbanı olarak, inşaallah kendi mankurt halkının isyanıyla belasını bulur! Lataknatu min rahmetullah.