Aslında, cennet ve cehennemin sona erip ermeyeceği konusu daha çok şu iki ayetle ilgili olarak söz konusu edilmiştir:
“Rabbinin dilediği hariç, onlar gökler ve yer durdukça o ateşte ebedî kalacaklardır. Şüphesiz Rabbin dilediğini yapandır. Mutlu olanlar ise cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar orada kalacaklardır. Bu, onlara Rabbinin hiç kesilmeyen bir nimetidir." (Hud, 11/107-108)
Oysa, Beyhakî’nin rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Abbas’ın bu konudaki görüşü çok açıktır. İbn Abbas, Hud Suresindeki 107 ve 108. ayetlerinde geçen “Rabbinin dilediği hariç” istisnasını şöyle yorumlamıştır:
“Muhakkak ki Rabbin dilemiştir ki, kâfirler cehennemde ebedî olarak kalacaklar, müminler de cennette ebedî olarak kalacaklardır.” ( Muhammed b. İsmail es-Sananî, İbtalu edilleti fenai’n-nar, 1/68).
Buna göre cehennemde ebedi kalmayacağı belirtilenler, mümin olarak vefat ettiği halde günahının ağır gelmesinden dolayı cehenneme girenlerdir.
- Bu konuda Hz. Ömer’den nakledilen bir hadis rivayeti mürsel-zayıf olarak değerlendirilmiştir. (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 11/422)
- “Cehennem için bir gün gelir ki içinde hiç kimse kalmaz.” (Taberi, 15/484) manasındaki İbn Mesud’a isnat edilen haberin batıl olduğu/sağlam olmadığı bildirilmiştir. (El-Elbani, Refu’l-Estar, 1/75).
Beğavi de eğer bu gibi haberler sabit olursa, ehl-i sünnete göre söz konusu cehennemden çıkacak olanlar Tevhid ehli olan ve günahlarından ötürü cehenneme giren müminlerdir. Kâfilrer ise orada ebedi, kalacaklardır.” (Beğavi 2/403)
- Ehl-i sünnet itikadına göre, cennet ve cehennem yaratılmış olup şu anda mevcuttur. Ve asla yok olmayacaktır. (bk Hafız el-Asbahanî et-Teymî, el-Hücce, 1/471; Muhammed b. Abdurrahman el-Hamîs, İtikadu ehli’s-Sünne, 1/160-161)
- Meallerini vereceğimiz ayetlerde cennet ve cehennemin ebedi olduğu ifade edilmiştir.
“İman edip makbul ve güzel işler yapanları müjdele; onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır… Onlar orada devamlı kalacaklardır.” (Bakara, 2/25, ayrıca bk. Bakara, 2/82).
“İman edip makbul ve güzel işler yapanlara gelince… onlar cennetlik olup orada ebedi kalacaklardır." (Araf, 7/42)
“Günah işleyip de günahın kendisini her taraftan kuşatıp kapladığı kimselere gelince onlar cehennemliktir. Hem de onlar orada devamlı / ebedî kalacaklardır.” (Bakara, 2/81)
“Bizim ayetlerimizi yalan sayan ve kibirlenerek onlardan yüz çevirenlere gelince, onlar cehennemliktir, hem de orada devamlı / ebedî kalacaklardır.” (Araf, 7/36)
Birer misal verdiğimiz ayetlerde geçen ve “devamlı / ebedî” olarak tercüme ettiğimiz “halidûn” kelimesi, “HULD” kökünden gelmektedir.
- Bu kelimenin lügat anlamı, bakî kalmak, ebedî kalmak demektir. Cennette halid olmak demek, oradan hiç çıkmadan, ebedî olarak yaşamaktır. Huld diyarı, bakî / ebedî memleket anlamına gelir. Cennetin bir ismi "Daru’l-huld"dür. Halkının orada bakî kalacağını ifade etmektedir. (bk Lisanu’l-Arab. Tehzibu’l-luga, Kitabu’l-Ayn, “HLD” maddesi)
Sorularla İslamiyet