İddianamedeki delil ve tanık ifadeleri, masum insanları suçlu göstermek için tüyler ürperten sahte operasyonlar yapıldığını gözler önüne seriyor. Ergenekon terör örgütünün Erzincan yapılanmasının yöneticisi olmakla suçlanan 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ise bu amaç doğrultusunda farklı kamu kurumlarında görev yapan örgüt mensubu sanıkları organize eden kişi olarak gösteriliyor. Mütedeyyin insanların evlerine haber elemanları vasıtasıyla silah, mühimmat ve uyuşturucu konulması için örgütün planlar yaptığı tanık ifadeleriyle anlatılıyor. Özellikle jandarma bölgesinde tutulacak birkaç eve dinî kitap ve kasetler konularak 'cemaat evi' gibi gösterilmesinin ardından, askerî savcıya baskın yaptırılmasının planlandığı tanık subaylar tarafından deşifre ediliyor. 14 sanıklı 61 sayfalık iddianamede, "2011 seçimlerinden önce anketlerde AK Parti'nin önde olması durumunda, askerî müdahale yapma kararının alındığı" gizli tanıkların ağzından aktarılıyor.
Kamuoyunda 'kirli tezgah' olarak bilinen Dursun Çiçek imzalı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı', eğer yaşananlar savcıların tahkikatı ve gizli tanıkların ifadeleriyle deşifre olmasaydı Erzincan'da adım adım hayata geçirilecekti. 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Recep Gençoğlu'nun da aralarında bulunduğu 14 sanıklı dava, komployu ortaya çıkardı. Bu çerçevede gizli tanık Munzur'un ifadeleri iddianamede önemli bir yer tutuyor. Buna göre, Albay Recep Gençoğlu, emrinde çalışan Şenol Başçavuş'a şu talimatı veriyor: "Erzincan'da senden çok büyük operasyon istiyorum. Benden esrar mı istiyorsun, silah mı istiyorsun. Ne istiyorsan yerine gelecek. Yeter ki cemaat evlerini tespit et. Bu cemaate yönelik 4 ay içerisinde bir operasyon yapacağız. Gerekirse cemaat mensuplarına yönelik yaptığımız teknik takip dikkate alınarak bol bol ikna ettiğiniz öğrencilerle cemaatteki insanların telefonla görüşmelerini sağlayın. Bol bol suç unsuru konuşulsun."
Bunun üzerine Şenol Başçavuş emrinde çalıştırdığı gizli Tanık Munzur'a elinden geldiğince öğrencilerle samimiyeti ilerletmesini ve onlara giderleri kendisi tarafından karşılanacak evler tutmasını istiyor. Ardından planı anlatıyor: "Eve aldığımız çocukları ikna edelim, cemaate gidip gelsinler. İrtibatları sıkı olsun. Ben sana silah uyuşturucu vs. vereceğim. Sen bunları kiralayacağımız evde oturan çocuklara verirsin. Onların da gidip geldiklerinde cemaat evlerine bu silahları vs. koymalarını sağlarsın."
Bu talimatın ardından Şenol Başçavuş emrinde çalıştırdığı gizli Tanık Munzur'a elinden geldiğince öğrencilerle samimiyeti ilerletmesini ve onlara giderleri kendisi tarafından karşılanacak evler tutmasını istiyor. Şenol Başçavuş, kiralanacak evde kalan öğrencilerle cemaat mensuplarının, özellikle suç telkin eder şekilde telefonda konuşturulmasını da talep ediyor. Gizli tanık Munzur, Şenol Başçavuş'un, '4 ay içerisinde yapılacağını, çok ses getireceğini ve Erzincan'ı sarsacağını' söylediği operasyonun uygulanması kapsamında öğrencilerle temasa geçtiğini, ihtiyaç sahiplerine para da aktardığını ancak Şenol Başçavuş'un tayininin çıkmasıyla kredi kartından çekip öğrencilere verdiği 4 bin lirayı alamadığını söylüyor.
'Sırrımızı biliyorsun, bizden kurtulamazsın'
Munzur, bütün bunları gördükten sonra artık süreçte yer almayacağını belirtiyor. Ancak Şenol Başçavuş'tan şu tehdidi alıyor: "Çok sırrımızı biliyorsun, buradan kurtulmaya çalışıyorsan kurtulamazsın. Seni bitiririz." Şenol Başçavuş, daha sonra Çatalarmut Gölü çevresinde ava çıktıklarında Munzur'a, "Burada bizim malzemelerimiz var. Burada milyarlar yatıyor. Sen yeter ki bizim istediklerimizi yap. Ne istiyorsan ben buradan çıkarıp sana veririm." diyor.
Zaman
İLGİLİ HABER: