Risale Haber-Haber Merkezi
Yeni Şafak yazarı Ergün Yıldırım, "Cemaat ve tarikatlar tamamen serbest olmalı. Tekke ve Zaviyeler Kanunu revize edilmeli" dedi.
Herkesin tarikat ve cemaatleri tartıştığını belirten Yıldırım, "Ama tartışmanın odağında anlamak yok. Ötekileştirmek, üste çıkmak, azarlamak, tehdit etmek, ne kadar haklı olduğunu göstermek, süren düzeni devam ettirmek var. Tartışma, büyük bir karalama ve itham kampanyası üzerinden yürüyor. Tecavüz, şehvet, sömürü… Sol Kemalizm yıllarca bu teraneyi okudu" şeklinde yazdı.
LGBT yürüyüşünü destekleyenlerin cemaat ve tarikatları tecavüzcü göstermeye çalıştıklarına dikkat çeken Yıldırım, "Bütün tarikatlar ve cemaatler tecavüzcü ithamı altında. Önce din adı altında yapılan tecavüzler kitaplaşarak bütün Türkiye’de gündem yapıldı. Arkasında beş yıl önce sakal ve cübbe kisvesi altında yapılan sapkınlıklar yeni olmuş gibi haberleştirildi" ifadelerini kullandı.
Cemaat ve tarikatlar tamamen serbest olmalı
Yıldırım, yıllardır cemaat ve tarikat tartışmalarını bitirecek çözüm önerisini ise şöyle anlattı:
"Cemaat ve tarikatlar tamamen serbest olmalı. Tekke ve Zaviyeler Kanunu revize edilmeli. Din eğitimi hem sivil/gönüllü hem de resmiyette devam etmeli. Vatandaş tercih seçeneğine sahip olmalı. Cemaatler, sivil din eğitiminin tarihsel birikimleriyle var olan kurumlar. Bunları yasaklamak yerine ıslah etmeliyiz. Onları yeni düzenlemelerle hem denetlemeli hem de özgürce çalışmalarına imkân vermeliyiz. Özgür birey, özgür din eğitimi alma seçeneğini de kullanan varlıktır. Müslüman birey musiki, edebiyat, sohbet, ilim ve hizmet alımını dergâhlardan yapabilmeli. Cemaatlerin politik alandan ayrı olmaları, güven ikamesi ile mümkün. Bunu sağlamadıkça bütün grupsal yapıların devlet üzerinde rekabet ettikleri gibi cemaat-tarikatlar da bu rekabeti sürdürecekler. Kimi zaman devlet denge adına teşvik edecek. Bunu aşmak için iki şeye ihtiyacımız var. Birincisi, devlet bir ganimet alanı olmaktan çıkarılmalı. İkincisi, devlet tarikat ve cemaatleri tehdit görmekten vazgeçmeli. Cemaatlere kamusal hizmeti din ve hayır üzerinden üreten yapılar olarak bakmalı.
Türkiye oğlancılara ve lezbiyenlere özgürlüğü tartışırken, cemaatleri-tarikatları mahkûm etme paradoksunu kaldıramaz. Bu çelişki ne geriye toplum bırakır, ne siyaset, ne de uzlaşma. Kavgayı ve kutuplaşmayı daha fazla derinleştirir.