Cemaatin ruhuna sadık kalan, kendi hayatına hizmet ediyor demektir
Cemaat kelimesinin manası, cem eden, toplayan demektir. Cami varsa cemaat de olacaktır. Cemaat varsa imam da olacaktır.
İmam hem camide hem cami dışında imamdır. Yani imam, Müslümanların dertlerine ortak olmaya çalışan kimsedir.
Her kuruluş bir cemaattir. Şirketler, sendikacılar, askeriye, okullar, hastaneler... Bunlar sosyal hayatımızın cemaatleridir.
Kâinatta başka cemaatler de vardır. Kuşlar cemaati, mikroplar cemaati, ağaçlar cemaati, yıldızlar cemaati... Böylece her topluluk bir cemaattir.
Mesela ormanlar şahane bir cemaattir. Rüzgâr eser, ormanda bir tek ağacı deviremez. Ağustos sıcağı ormandaki ağacı kurutamaz. Seller ormandaki ağacı söküp götüremez. Çünkü ormandaki ağaçlar birbirine destek olurlar. Cemaatsiz kalan, kırda büyüyen bir ağacı düşünelim. Güneş onu kurutur, susuz bırakır. Rüzgâr onu kırar, sel onu alıp götürür. Her şeyi yaratan Allah olduğu için, her şey birbirine benzemektedir. Nasıl ki ormanda en küçük bir bitki de en büyük bir ağaç da yardımlaşarak ayakta durur, aynı şekilde cemaatler de öyle olmalıdır.
Cemaat ruhunu yaratan Allah'tır. Kim cemaatin dışına çıkmak isterse yalnız kalmanın acısını çeker. Cemaate giren bir insanın dinî kültürü artar. İbadetlerini kolayca yapar, haramdan kolayca kaçınır. Yıldızlar ve gezegenler öyle bir cemaattir ki Kepler'in bulduğu, Allah'ın koyduğu kanuna göre gök cisimleri, hareketleriyle büyüklük ve küçüklüğü ile birbirlerini çeker. Mesela Vega burcu Güneş Sistemi'ni kendine çekiyor. Eğer Plüton gezegeni Güneş Sistemi'nden yani kendi cemaatinden ayrılıp Vega burcuna tâbi olursa güneş sistemi bozulur, kıyamet kopar...
Cemaat bu kadar önemlidir.
Bir Plüton gezegeninin Güneş Sistemi'nden ayrılması kıyamete sebep olabiliyor...
Vücudumuzdaki hücrelerin bütünü muazzam bir cemaattir. Hem kendi vazifesini yapar, hem organla alakalı vazifelerini yapar. Eğer bir tek hücre yanlış yönde büyüme yapsa tedavisi çok zor bir hastalık olur. Göz, beynin emrinde. Beyin, ruhun emrinde. Ruh, hayatın emrinde. Hayat, Allah'ın emrinde. Bakınız cemaat nereden başladı, nereye gitti. Vücudumuzdaki cemaatte öyle bir disiplin vardır ki hangi organımız büyümeye kalksa başlı başına bir felakettir. Böbreğin büyümesi gibi...
Cemaatin ruhuna sadık kalan, kendi hayatına hizmet ediyor demektir. En güzel hayatı yaşar. Cemaatler İslam üniversitesinin fakülteleridir. Hiçbir cemaate karşı çıkamayız. Eğer yanlış hareketler varsa bu yanlışlık şahsa aittir, cemaate ait değildir.
"Çeşm-i insaf gibi âkile mizan olamaz.
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olamaz."
Çeşm-i insaf, insaflı bakış demektir. Şimdi birisini işaret edin; bir parmağınız o adamı gösterirken diğer parmaklar sizi gösteriyor.
Cemaatler arasındaki üstünlük ölçülemez. Çünkü bu işin cetveli, kilosu yok. Nasıl ki tıp, iktisat, hukuk fakültelerinin öğrencileri birbirinin aleyhinde bulunmaz ve birbirlerini selamlarsa, İslam üniversitesinin fakülteleri hükmünde olan cemaatler de birbirinin aleyhinde bulunmayacak, birbirlerini selamlayacak. Askerliği bilmeyen birisi, "Bunlar ne kadar parçalanmış. Bölük bölük, tabur tabur ayrılmış." dese de, o ayrılık içinde birlik ve beraberlik vardır. Ordu bir bütündür.
Biz hakiki manada "bir" olmaya muvaffak olursak üç tane "birin" omuz omuza verip "yüz on bir" etmesine kimse mani olamaz. Din kardeşine kan kardeşinden daha fazla sahip çıkmayan Müslümanlar cemaat olamaz.
Basit politik kavgalar içinde erimeden, ihlas düsturlarını kaybetmeden hareket edebilen cemaat, bu milleti kurtaracaktır. .
Zaman