Cemaatle tanışmayan laiklerin beyni öldü

Akşam yazarı Serdat Turgut, cemaatle tanışmayan laik insanların beyin ölümünün gerçekleştiğini söyledi

Risale Haber-Haber Merkezi

Akşam Gazetesi yazarı Serdat Turgut, cemaatle tanışmayan laik insanların beyin ölümünün gerçekleştiğini söyledi.

Laik insanların beyin ölümünün gerçekleştiğini ve fişin çekilmesi zamanının çoktan geldiğini belirten Turgut, "Aydınlanmanın inanç ile tanışması ve onunla uzlaşması zamanının geldiğini bir türlü anlamak istemeyen laikler, eski retçi tavırlarını sürdürerek bir anlamda intihar ettiler. Beyin ölümleri önceden gerçekleşmemiş olsaydı kendi fişlerini kendileri çekip tarihin sahnesinden çekileceklerdi.
Onların içinden gelen, lisanlarını anlayan bir insan olarak bu duruma üzülmekle birlikte daha çok elimizden kaçmakta olan büyük fırsata yanıyorum" dedi.

"Türkiye'nin en hayati meselesi cemaate karşı tavrımızın nasıl olduğu, onu nasıl düşünmeye çalıştığımızdır" diyen Turgut sözlerini, "Çünkü bu konuda atılan yanlış bir adım, yanlış bir yaklaşım bir dizi büyük yanlışları zincirleme olarak getirmekte, diyaloğun tamamen ölümüne yol açıp savaşı çağırmaktadır. İşin ilginç tarafı cemaat verdiği bütün mesajlarda konuşmak arzusunu göstermektedir. Kendisine laik denilen kesim ise büyük tarihsel bir hata yaparak, her türlü diyalog dilini reddedip çatışmacı lisanını kullanmayı sürdürmedir" şeklinde sürdürdü.

İnancın artık, ekmek su gibi bir maddi ihtiyaç haline geldiğin vurgulayan Turgut, "19'uncu yüzyıla ait kavramlarla konuşup bir ekonomik maddi emel tanımlayıp inancı da manevi üstyapının soyutluğuna atmak 21'inci yüzyılda artık mümkün değildir. Başta dediğim gibi bu yüzyılda hala daha bitmemiş bir süreç olan aydınlanma inanç ile tanışmış ve kendini inanca uyumlu hale getirmek için çalışmaya başlamıştır" dedi.

İnancın hayattaki önemini anlayan insanların konuşma alanlarını açmaya başlaması gerektiğnii kaydeden Serdar Turgut, yazısında şu görşlere yer verdi:

"Bizler cemaat ve Fethullah Gülen'i anlamak ve anlamlandırmamız için uygun lisanı bulmak zorundayız.
İnanç ile aydınlanmanın nasıl barışabileceğinin yöntemini bulmak gibi ağır bir işi omzumuza yüklemiş olan tarih sürecinin sorumluluğundan gözümüzü kapayarak kaçmaya çalışmak artık imkansız gibi gözüküyor.
Beyni çoktan ölmüş laiklerin panik ataklarının yerine inancın hayattaki önemini anlayan insanların geçip konuşma alanlarını açmaya başlaması gerekiyor.

Sosyal - Medya Haberleri