Nurettin Huyut’un haberi
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu RisaleHaber’e konuştu.
Güneydoğuda terörün yeniden tırmanması ile birlikte daha önce olmayan bir gelişme yaşandı. Birçok ilin STK’ları ses vermeye başladı. Siz de bu çerçevede 100 STK adına silahların bırakılması ile ilgili olarak bir açıklama yaptınız. Bu güzel gelişmenin arkası gelecek mi?
Elbette ki, ihtiyaç olduğu sürece biz bu çağrıları yapacağız. Sivil Toplum Kuruluşlarının yaptığı şey; Bir takım olaylar ve gelişmeler karşısında kamuoyu oluşturmaktır, farkındalık oluşturmaktır. Zaten bizim basın açıklamamız da o yöndeydi…
Bundan sonra bu manada bize düşen bir görev olur mu? Olmaz mı? Onu gelişen olaylar karşısında oturup belirleyeceğiz. Sadece etkinlik yapmış olmak için eylem yapılmaz. Faydalı olduğumuza inandığımız sürece bu kabil gelişmeler karşısında bize düşen sorumluluk neyse yaparız.
Siyaset kurumları problemleri çözerken bazen çaresiz duruma düşebiliyor. Böyle durumlarda STK’ların duruma müdahale edip çözüme yardımcı olması gerekiyor. Bu günde öyle bir durumla karşı karşıya gelmiş olmamızdan dolayı böyle bir açıklamayı yapmış olduk.
Orada STK’lar dışında bir de cemaatler var. Bunlar resmen kurulmuş STK’ları değil ama bunların varlığı da inkar edilemez ve halk kitleleri üzerinde büyük etkileri var. Sizce cemaatler bu konuda üstlerine düşen vazifeyi yerine getiriyorlar mı? Ve bu konudaki çalışmalarını yeterli buluyor musunuz?
Cemaatlerin toplum üzerindeki etkilerini küçümsememek lazım, halk üzerinde büyük etkileri var. Bu anlamda onların da desteğini mutlaka almak lazım… Cemaatlerin bu tür itikadi ve vicdani meselelerde mutlaka devreye girmesi lazım.
Cemaatler bu konuda ne gibi çalışmalar yapabilirler? Bir öneriniz var mı?
Öncelikle kendi kitlelerini ikna yönünde endişelerini giderebilirler. Neticede bu önemli meselede en önemli şeylerden biri endişelerini gidermek ve toplumu ikna etmektir. Toplumu ikna etme yönünde cemaatlerin etkisi tabii ki büyüktür.
Aslında bu manada bir takım şeyler zaten yapıyorlar. Ama daha aktif rol oynayabilirler. Bana göre daha aktif olmaları gerekir.
Bu anlamda Bediüzzaman Said Nursi’nin de büyük çaba ve gayretleri var malum. Ayrıca çok önemli önerilerde bulunmuştu. O konuda neler söyelersiniz?
Bediüzzaman Said Nursi’nin yüz yıl önceki endişeleri ve çözüm önerileri bugüne de uyan endişe ve önerilerdir. O’nun önerileri dikkate alınır ve uygulanırsa bu mesele kesinlikle çözülür. Bu çözüm önerilerini bana göre cemaatler tespit etmeli ve kamuoyu ile paylaşmalılar. Kürt sorununa dair Said Nursi'nin çözüm önerileri ve endişeleri araştırmalı ve tartışmaya açılması gerekiyor.