Röportaj: Nurettin Huyut- RisaleHaber
Bursa Bediüzzaman’ı Anma ve Anlatma Platformu destekçilerinden emekli vaiz Mustafa Hacet…
Bursa’da Bediüzzamanı anlama ve anlatma platformunun faaliyetleri oldu. Bu konuda ki değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Üstad Bediüzzaman Hazretleri ile ilgili bu tür oturumlar her sene oluyordu da yalnız İstanbul’da oluyordu. Sonra bu Ankara’da oldu, sonra Antep’te devam etti.
Bursa’daki Nur Talebeleri ‘Bir oturum da biz düzenlesek. Bursa’nın potansiyeli müsait’ dediler. Onun üzerine burada değişik vakıflar ve dernekler bir araya geldik. Bediüzzaman’ı Anma ve Anlatma Platformu diye bir platform oluşturuldu. Onun neticesinde de böyle bir program çıktı. Platformun başkanlığına da Fikri Bey ile İshak Beyler nezaret ettiler. Bizler de kendilerine yardımcı olduk.
23-27 Mart tarihleri arası güzel pek çok etkinlik yapıldı. Risale-i Nur satışları oldu. Üstad’ın bir kısım hatıraları sergilendi. Konferanslar, paneller oldu. En son Ulu Cami’de Mevlid programı ile hafta neticelendi. Programlara katılım hayli yüksekti, salonlar doldu, cami doldu.
Ben fakirin de camide ve panelde iki konuşmamız oldu. Üstad Hazretlerinin din algısını anlattık hem de çağdaş kavramlarla ilgili yorumlarını ifade eden bir tebliğ sunduk. Genel olarak Bursalılar tarafından beğenildi, takdir gördü. Önemli bir ihtiyacın karşılandığı ifade edildi. Daha sonra da bu bir dergi haline dönüştürülecek heyet tarafından. Bu beş günlük süre içerisinde ne konuşmalar olduysa ve ne programlar yapıldıysa bülten haline dönüştürülüp yayınlanacak ve insanların istifadesine sunulacak.
Böyle bir faaliyetin Bediüzzaman Haftası olarak kutlanması konusunda neler söylersiniz?
Bu kutlama Bursa ile sınırlı kalmamalı derim. Başka yerlerde de olsa daha iyi olur. 15 tane büyükşehir var Türkiye’de. Bu büyükşehirlerde zaman zaman olsa, İstanbul’da zaten oluyor her sene ama diğer büyükşehirlerde de olmuş olsa iyi olur.
Çünkü herkesin İstanbul’a gitmesi mümkün değil. Ama bölgelerde olursa bölgelere yakın yerlerdeki insanlar da gelir, ilgi gösterirler. Her ne kadar Risale-i Nurlar okunsa da herkes Bediüzzaman’ı çok iyi tanıyamıyor.
Mesela O’nu tanıtmak için film yapıldı, onun dışında da genele ulaşacak bir-iki belgeselin dışında da başka bir şey yok. Ama bu tür programlar, paneller, konferanslar, Bediüzzaman’ın anlaşılması noktasında önemli bir misyon ortaya koyuyor. Nur talebeleri her yerde bu tür faaliyetlere de önem vermeli.
Bunların da Risale-i Nur’a ve Bediüzzaman’a hizmet olduğunu fark etmeliler ve bunu geliştirmeliler. Çok büyük bir maliyeti yok. O maliyetin de büyük bir kısmı reklamlardan vs karşılanıyor. Bu yola emek verecek aklı başında iki-üç tane insan işin önüne düşerse bu tür işlerin kolay bir şekilde yapıldığını Bursa’da gördük. Bu, başka yerlerde de olabilir.
Cemaatlerin ortaklaşa yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Maksatta ittifak edilmeli ki tesir etsin. Bu zaman cemaat zamanı… Heyet sırasında bir ağabey ‘hiç itiraz eden yok, ne kadar güzel gidiyor işler’ dedi. Gerçekten bu işin temeli müspet hareket, yani ortaya konulan iş müspet... Bunun nesine itiraz edilecek ki? Kimsenin ön plana çıkmak gibi bir derdi de yok. Bütün mesele Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’u anlatmak. Aklı başında insanlar işin başına geldikten sonra detaydaki konular önemli meseleler değil, onlar ister istemez çözülüyor. O konuda herhangi bir sıkıntı çekmedik.