Soru: Mensubu olduğu cemaati övüp, diğer cemaatleri eleştiren kişilere bakış açımız nasıl olmalıdır?
Cevap: Kişilerin kusur ve hatalarından, ancak kendileri sorumludur; hata ve kusuru işleyen kişinin ne ailesi, ne akrabası, ne komşusu, ne milleti, ne cemaati, ne de bir başkası mesul ve sorumlu değildir. Yani hukuktaki tabiri ile; asıl olan suçun şahsiliğidir. Nitekim ayette de bu hakikat şu şekilde izah ediliyor: "Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez." (En'âm Sûresi, 6/164 ) Öyle ise cahil ve mutaassıp bir adamın lakırtıları yüzünden, koca bir cemaati mesul tutup onları eleştirmek, büyük bir zulüm olur.
Her cemaat içinde cahil ve mutaassıp insanlar bulanabilir. Cemaatlerini övmek için başka cemaatleri yerebilirler. Bu gibi adamların bu tavrının altında, yine cehaletten gelen fanatiklik duygusu vardır. Yani kendi meslek ve cemaatini övecek ve savunacak donanımda olmadığı için, aklı sıra cemaatini müdafaa ve koruma adına, başka cemaatlere saldırıyor. Bu da onun acizlik ve zavallılığını gösterir. Böyle adamları dikkate alıp, cemaat hakkında suizanda bulunmak doğru olmaz.
Biz bir cemaati değerlendirirken, insaflı ve vicdanlı bir nazar ile iyilik ve yanlışlarını tartmalıyız, hangisi galipse ona göre hüküm vermeliyiz. Yoksa bir iki kusurla koca bir cemaati mahkum etmek, insaf ve vicdan ile bağdaşmaz. Ya da birkaç cahil fanatik yüzünden, koca bir cemaati tenkit etmek doğru olmaz kanaatindeyiz. Nitekim Risale-i Nurların İhlas Risalesi ve Uhuvvet Risalesi, bu hususta nasıl hareket etmemiz gerektiğini çok güzel ve veciz bir şekilde izah ediyor, orayı genişçe tahkik edersek mesele tam anlaşılır.