Sahne yabancı bir diziden. Küçük bir kız çocuğu hastane koridorlarında koluna takılı bir serumla geziyor. İki doktorun konuşmalarına şahit oluyor. Doktorlar ameliyattan yeni çıkmışlar ve küçük hastalarını kaybetmişler. Cennetin olup olmadığını sorguluyorlar. Konuşmalarının sonucunda ise olmadığını vurgulayıp çekip gidiyorlar. Konuşmalara tanık olan küçük kız duyduklarına inanamıyor. Kısa bir şok geçiriyor ve sonrasında ağlamaya başlıyor. Yanından geçen hemşire neden ağladığını soruyor. Kızın cevabı ilginç. “Babamı bir yaşındayken kaybettim. Onun cennete gittiğine inandım hep. Bu beni mutlu ediyordu. Ama doktorlar cennetin olmadığını söylüyorlar. Babam nereye gitti şimdi?”
Kısa bir sessizlik yaşanıyor. Sessizliği hemşire bozuyor. Dili döndüğü kadar cennetin olduğunu, iyi insanların cennete gideceğini anlatıyor. Hasta küçük kızın yüzünde yeniden güller açıyor. Hastalığını unutuyor bir anda. Hızlı adımlarla odasına doğru koşuyor.
Sahne bu. Aslında konuşmaların içeriği daha fazla ve derin. Bizim dizilerde da böyle konuların profesyonelce ele alındığını görürüz inşallah. Cennetin var oluşu ve buna inanç bu dünyada çok büyük bir teselli kaynağı. Özellikle çocuklarımız için. Her gün birçok ölümle karşılaşıyor çocuklarımız. Televizyonlarda ya da çevrelerinde birçok kez tanık oluyorlar ölüm gerçeğine. İç dünyalarında ne yaşadıklarını aileler veya yetişkinler pek önemsemiyorlar veya ne yapacaklarını bilmiyorlar. Çocuklarımıza uygun ortam ve zamanlarda haşir, cennet, ahiret gibi kavramları seviyesine uygun örneklerle anlatmalıyız.
Bunu nasıl yapacağız diyen aileler olabilir. Bununla ilgi yazılmış çocuk eğitimi ile ilgili kitaplar mevcut. Biraz okumak gerek bu konuda. Kendi pratiklerimizle de birleştirirsek bu konu problem haline gelmeden çözülür. Çocuğun her zaman soruları olacaktır. Soru soran çocuk susturulmamalı. Özellikle de varlığını sorgulayan sorular sorduğunda. Dilimizin döndüğü kadar cevap verelim ama geçiştirmeyelim. Ya da soruların cevaplarını birlikte arayın. Bu arayış sizleri de geliştirecektir. Hem de çocuklarınızla ilgilendiğinizi göstermiş olacaksınız. Çocuklar soruların cevaplarını alırlarsa kendilerini de güvende hissederler.
Tekrar başa dönelim. Küçük hasta kızımız cennete inanıyor. Babam da orada diyor. Cennete iyilerin gideceğini de öğrendi. O çocuk ömrü boyunca bu duygularla yaşayacak ve hep iyilik yapmak isteyecek. Belki de o sahnenin bizlere vermek istediği mesaj bu. Peki biz çocuklarımıza bu tür konularda nasıl mesajlar veriyoruz?