Cephedeki Bediüzzaman

Bediüzzaman, Pasinler Cephesinde düşmanla savaşırken yaşadıkları bir hadiseyi şu şekilde ifade eder...

I. Dünya Savaşı patlak vermiş ve İttihadçıların kararıyla Osmanlı Devleti, Almanya’nın yanında savaşa dâhil olmuştur.  Savaş ilanı ile birlikte Said Nursi ve Molla Habib, gönüllü alay vaizi olarak orduya yazıldılar. Erzurum Cephesinde görevlendirildiler.

Bu aşamadan sonra Said Nursi’den ‘’Gönüllü Milis Alayı’’ oluşturması istenir. Bu alayı, talebeleri ve gönüllülerden oluşturmuştur. Ruslara ve Ermenilere karşı kahramanca çarpışarak,  Doğu Cephesinde büyük hizmetlerde bulunur. Pasinler Cephesinde düşmanla savaşırken yaşadıkları bir hadiseyi yıllar sonra şu şekilde ifade etmiştir:

‘’Eski Harb-i Umumîde Pasinler Cephesinde şehid merhum Molla Habib’le beraber Rusya’ya hücum niyetiyle gidiyorduk. Onların topçuları bir iki dakika fasılayla bize üç top güllesi atıyordu. Üç gülle tam başımızın iki metre üstünden geçip, arkada dere içine saklanan askerimiz görünmedikleri halde geri kaçtılar. Tecrübe için dedim: "Molla Habib, ne dersin, ben bu gâvurun güllesine gizlenmeyeceğim." O da dedi: "Ben de senin arkandan çekilmeyeceğim." İkinci top güllesi pek yakınımızda düştü. Hıfz-ı İlâhî bizi muhafaza ettiğine kanaatle Molla Habib’e dedim: "Haydi ileri! Gâvurun top güllesi bizi öldüremez. Geri çekilmeye tenezzül etmeyeceğiz."

Yine bu savaş esnasında, avcı hattında talebesi Molla Habib’e çok kiymetli bir Kur’an tefsiri olan İşarat-ül İ’caz’ı yazdırmıştır. Bu cephede Bediüzzaman ve emrindeki askerler, keçeden bir külah giydikleri için ‘’Keçe Külahlılar’’ olarak nam salmışlardı.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ

Özel Haberleri