Röportaj: Fatih Karaşahan
RİSALEHABER
22 Ağustos 1963 tarihinde vefat eden Ceylan Çalışkan ağabeyimizi vefatının 52. yılında rahmet ve hasretle anıyoruz. Bu vesileyle dava arkadaşı Mehmet Fırıncı ağabeye Ceylan ağabeyi sorduk.
Dünyanızda yer eden Ceylan abi nasıl biridir?
-Ceylan Ağabey Hazreti Üstad'ın çok sevdiği bir muhatabı. Çok küçük yaşta Üstadın hizmetine giren, varislerden olan bir ağabeyimiz. Ama çok zeki, çok anlayışlı, Risale-i Nuru en güzel şekilde anlayan, bize anlatan ve hizmette bir öncü ağabeyimiz olarak Ceylan ağabey böyle bir kimse.
Hazreti Üstadın fen ve din derslerini mezc ederek insan yetiştirme modelinin bir nümunesi aynı zamanda ve tefekkürü, anlayışı yani Risale-i Nuru benimsemesi her hususta fevkalade örnek bir ağabeyimizdi. Allah şefaatine nail etsin.
-Ceylan abağeyi anarken aklınıza ilk gelen hatıra nedir?
60 ihtilalinden sonra bazı arkadaşlar "hizmette biraz duralım, durulalım, şöyle meseleler vuzuha kavuşsun ondan sonra başlayalım" demişlerdi. Ben de kendisine arkadaşların bu dediklerini aktardım. Ceylan ağabey, "Durursanız ne zaman başlayacağınızı bilemezsiniz," dedi bana. Bu söz hizmeti devam ettirmek için acayip bir projektör oldu bizim için. Ceylan Ağabey dediğimizde ilk aklıma gelen bu. Bu söz, hizmeti bırakmama, durdurmama hususunda çok önemlidir. Bu sözü bana söylediğinde otobüsle Dolmabahçe civarında gidiyorduk, iyi hatırlıyorum.
Biz İstanbulda yeni yazıyla Risaleleri teksir etmeye başladığımızda, Üstaddan izin alıp İstanbul'a gelerek ayetlerini mumlu kağıda yazma hususundaki gayretleri, hizmeti bize öğreten yanı, matbaacılığı öğreten kişi olarak -ki kendisi hepsini bilirdi- böyle unutamadığımız birisi. Tabi hepsinin mümeyyiz vasfı vardı. Zübeyir Ağabey, Ceylan Ağabey, Sungur Ağabey hepsinden çok istifade ettik. Vesselam.