RİSALEHABER
Hekimoğlu İsmail’in konu ile ilgili hatırası şöyle:
"Hacı adaylarıyla hacca gittik. Büyükçe bir salonda karyolalar yan yana dizildi. O salonda bulunanların hepsi eğitimli insanlar. Bunlardan bir tanesi herhangi birini tenkit etmeye başlardı. Mesela; “Abdullah’ın şu hataları vardır.” Öbürü; “Celalettin’in daha büyük hataları var” diye anlatırdı.
“Ben kimsenin aleyhinde konuşamıyorum, acaba ne yapsam?”
“Üstad’ın yakın talebelerinden Ceylan Çalışkan abi yattığı yerden hemen seslenirdi: “Ömer Efendi!” Fırlayıp yanına giderdim. “Ben çok hastayım, ne yapsam acaba?” “Abi, doktor çağırayım, ilaç alayım. Ne buyurursun?” derdim. Tabii o salonda bulunan herkes dikkat kesilirdi; abimiz hastaymış diye. “Ömer Efendi” derdi, “Ben kimsenin aleyhinde konuşamıyorum, acaba ne yapsam?” Hepimiz gülerdik, “Tamam abi, konuşmayacağız.” derdik, yatardık.
Gıybet yapmayın, haramdır, demezdi
İnsan başkasını konuşmaya alışmıştır, farkında bile olmadan konuşur. Yine konuşan oldu mu Ceylan abi beni yine çağırıp yine aynı cümleyi söylerdi. Yani konuşanlara dönüp, gıybet yapmayın, haramdır, demezdi. Bu itirazını kadife bir mendile sarıp uzatırdı.