Tuğba Öcek'in haberi:
Hem veli hem de öğrenciden şiddet gören öğretmen, okul değiştirmek zorunda kalıyor. Ceza verilmeyen öğrenciyi ise arkadaşları kahraman ilan ediyor.
İstanbul’da bir okulda öğrenci ile öğretmen arasında çıkan bir tartışma sonrası öğrencinin ebeveyni öğretmenin yolunu kesip darp ediyor. İki hafta darp raporu alan öğretmenin psikolojisi bozuluyor ve bir ay okula gelemiyor. Bir başka ortaokulda ise her sene en az bir öğretmen öğrenciler tarafından dövülüyor. Bir öğrenci ile beden öğretmeni arasında yaşanan sözlü tartışma üzerine öğrencinin arkadaşları grup halinde öğretmenlerini dövüyor. Ortaöğretim Disiplin Yönetmeliği’ne göre kavga etmek, başkalarına fiili şiddet uygulamak disiplin cezası gerektiriyor. Ancak bu öğrencilere disiplin cezası verilmiyor. Birçok müdür bu konuda bir şey yapmıyor. Öğretmenler müdürün korktuğunu ya da okulun adının çıkmasını istemediğini söylüyor. Böylelikle olay unutturuluyor. Ceza almayan öğrenci ise okulda kahraman oluyor, aynı okulda devam etmek zorunda kalan öğretmenin ise psikolojisi bozuluyor ve verimliliği düşüyor. Bir lisede öğretmenlik yapan Y.Ö. de bir öğrencisi okuldaki kız öğrencilere ve kadın öğretmenlere hoş olmayan davranışlarda bulununca öğrencinin babasını arıyor. Oğlunun uygunsuz davranışlarını anlatan öğretmene babanın cevabı “Biliyorum” oluyor ve ertesi gün okulu basıp, ‘Sen nasıl benim çocuğumun önünü kesersin?’ diye darp etmeye çalışıyor. Yine bir ortaokul öğrenci velisi okula gelip “Siz nasıl benim kızımın çantasını ararsınız?” diye bağıra çağıra müdür yardımcısını arıyor. Müdür yardımcısını dövme niyetinde olan veliye diğer öğretmenler engel oluyor. Aramanın okuldaki klasik aramalardan biri ve genel bir uygulama olduğu anlatılıyor. Bunun üzerine baba sakinleşiyor ve özür diliyor. Bu olaya tanık olan bir öğretmen “Artık öğrencinin gözünde ne müdür yardımcısının bir değeri var ne de öğretmenin.” diyor.
ÖĞRENCİ, KAVGAYI AİLEDEN ÖĞRENİYOR
Erkeklerde şiddet olaylarının daha çok görüldüğünü belirten rehber öğretmen T.U., kızların erkekler gibi öfke patlaması yaşamadığını söylüyor. Öfkenin içgüdüsel ama dövmenin öğrenilen bir davranış olduğunu belirten rehber öğretmen, çocuğun öfke ve sinirini nasıl ifade edeceğini model alarak öğrendiğini kaydediyor. T.U., gözlemlerini şöyle anlatıyor: “Rehberlik servisi olarak öğrencilerle görüşme yapıyoruz. Sonra aile ziyareti yapıyoruz, ailede mi sorun var anlamaya çalışıyoruz. Birçok ailenin de çözüm yönteminin şiddet olduğunu görüyoruz. Okula gelen çocuk da bu yöntemi öğrenmiş oluyor. O yüzden dövmeyi tehdit etmeyi bir çözüm yolu olarak görüyorlar. Çocuk hatalı bir davranış yaptığında dayak yiyorsa, sinirlenildiğinde dövülüp tehdit ediliyorsa, o da aynısını yapar. Tehdit eder, döver. Bazen şiddetin sebebi anne ya da babayı kaybetme, tacize uğrama gibi içindeki öfkeyi dışa vurmanın bir şekli olabiliyor.”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Şiddet Önleme Eylem Planı gereği okullarda şiddeti önlemeye yönelik etkinlikler düzenleniyor. Bunların yanı sıra öğrenciler tiyatroya götürülüyor. Ancak çok problemli olanlara bunlar etki etmiyor. Rehber öğretmenler özellikle gençlerin gruplarında okul dışından büyük biri bulunduğunda bunların çözüm olmadığına ve uzun vadede okul polisinin de etkili olamadığına vurgu yapıyor.
Zaman