- BİR: “Benim dedem de müftüydü” ya da “benim anneannem de başını örterdi”
demekten vazgeçin. Karşı tarafla bu sahada yarışmanız mümkün değil.
- İKİ: “Ama benim kalbim temiz” tezine de pek bel bağlamayın. Dini
tartışmalarda kalp temizliğinin bir argüman olarak ileri sürülmesi sadece alay
konusu yapılır.
- ÜÇ: İslami terminolojiyi kullanma çabası içine girmeyin. Çünkü bu alanda
vereceğiniz en küçük falso, karşı taraf tarafından “öğren de gel” muamelesine
tabi tutulacaktır.
- DÖRT: Parti yönetimine “mızraklı” ya da “mızraksız” mutlaka “ilmihal” kitabı
okumayı zorunlu hale getiriniz.
- BEŞ: Temel dini bilgiler konusunda birbirinize küçük sınavlar yapın: Mesela
ayet ile hadis arasındaki farkı, mesela farz ile sünnet arasındaki farkı
birbirinize sorun.
- ALTI: Bilmediğiniz dini konularda kulaktan duyma bilgilerle bir şeyler
yapmaya çalışmak yerine “Blöfçünün Rehberi Din” kitabında anlatılan taktikleri
uygulayın.
- YEDİ: Yaşar Nuri Öztürk, Zekeriya Beyaz gibi aykırı ilahiyatçılardan uzak
durun. Çünkü onlar yüzünden yaklaşmak istediğiniz topluluktan daha da uzaklaşmış
olursunuz.
- SEKİZ: “Selamünaleyküm” ve “aleykümselam” demekten kaçınmayın... Bir şey
kaybetmezsiniz.
- DOKUZ: “Ben dine çok saygılıyımdır” demek yerine “Ben dinsel özgürlüklerin
sonuna kadar kullanılmasından yanayım” deyin.
- ON: Dinde var olan değerleri benimseyerek dile getirmek için sabah akşam
ibadet etmek gerekmez. Dini değerlerin vurgulanmasından kaçınmayın.
Hürriyet