Bitlis’in Ahlat ilçesinde yaşayan Numan Büyükdere, bahçesinde ekvatoral ve ılıman bölge çiçekleri başta olmak üzere tam 50 çeşit çiçek yetiştiriyor. Çiçeklerine gözü gibi bakan Büyükdere, onlara güzel sözler söylüyor, fon müzikleri dinletiyor.
Papatya, zambak, lale, orkide, ayçiçeği, günebakan, kır çiçeği, karanfil, hercai menekşe, gül, çan çiçeği, mimoza, petunya, sardunya, süsen çiçeği, yasemin, yenibahar, fulya, gardenya, gelincik, açelya, akasya, nilüfer, kaktüs, leylak başta olmak üzere 50 çeşit çiçeğe gözü gibi bakan Büyükdere, "Onlar benim çocuklarım, ben onlarsız, onlar da bensiz duramaz." diyor.
Bazen işi olduğunda bir hafta gibi bir süre ilçe dışına çıkıp geri geldiğinde çiçeklerinin, sanki ilgisizlikten boyunlarını büktüklerini ve kurumaya yüz tuttuklarını düşündüğünü ifade eden Büyükdere, şunları söylüyor: "Onları boynu bükük gördüğüm zaman anlıyorum ki ilgisiz kaldıkları için böyle oluyorlar.
Ben onları okşamaya ve onlara güzel sözler söylemeye başladığım andan itibaren aynı çocuk gibi tekrar barışıyorlar ve boyunlarını kaldırıyorlar, etrafa güzel kokular yaymaya başlıyorlar.”
Bitkiler güzel sözlerden anladığını söyleyen Büyükdere, "Bir tane çiçeğime güzel söz, diğerine ise kötü söz söyleyin; bakın aradaki farkı hemen göreceksiniz. Ben çok denedim ve gördüm; hangisine güzel söz söylerseniz o çok canlı ve güzel kokuyor; hangisine kötü söz söylüyorsanız o kurumaya başlıyor, rengi sararıyor, yaprakları dökülüyor.
Ben bazen bahçede biten yabancı otların bu şekilde kuruduklarına da şahit oldum. Yabancı otlar çoğaldı mı onlara başlıyorum hakaret etmeye, bir haftaya kalmaz her söylediğim kötü sözün etkisinde kalıyor ve kurumaya başlıyorlar, daha sonra azalıyorlar. Bu tekniği çok kullandım. Hani bir laf vardır: 'Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Evet, gerçekten tatlı dilin insanlar ve hayvanlar üzerinde etkisi olduğu gibi çiçeklerimin üzerinde de etkisi oluyor." diye anlatıyor. Numan Büyükdere, çiçeklere ekstra bir masraf yapıp gübre ya da vitamin vermek gerekmediğini vurgulayarak, onlara güzel söz söylemenin yeterli olduğunu belirtiyor.
Çiçeklerin sahiplerini tanıdığını düşündüğünü ifade eden Büyükdere, sözlerini şöyle tamamlıyor: "Bahçeyi ziyaret etmediğim gün bahçedeki çiçekler sönük oluyor, fakat bir ya da iki defa ziyaret ettiğim gün hemen canlanıyorlar. Çiçekler müzikten de anlıyorlar. Tatlı dilin yanında onların yetiştirmemdeki en güzel yollardan biri de fon müzikleri. Onlara müzik dinletiyorum daha canlı görünüyorlar.”
Cihan