‘Pantolon mes’elesi ve İhsan Şenocak’ı eleştirenler’ adlı yazımızda temâs ettiğimiz cilbâb altına pantolon giyilmesini bir parça daha izâh edelim.
Yazımızda da belirttiğimiz gibi, cilbâbsız pantolon giymek câiz değildir ve bu husûsta umûmi bir ittifak vardır. Bundan murâdımız, bir hanım, erkek görünümüne âit pantolonu, gözükür ve görünür bir tarzda açıktan giyemez demektir. Peki, bu hükme nasıl varılıyor? Peygamberimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lânet eden hadisinden. Bu hadis direk pantolon hakkında mıdır? Hayır. Fakat mânâsı umûmîdir..
Peki, gelelim hanımların cilbâb altına pantolon giymesine..
Evvelen, bu yalnızca şahsımızın bir görüşü değildir, bu mânâda görüş bildiren birçok ehl-i ilim vardır. Kabûl etmeyip aksini bildirenler de vardır. Her iki taraf da ehl-i ilim olduğuna göre gerekçesine ve maslahatına bakalım.
Öncesinde cilbâb için kabûlümüz, baş örtüsü ile berâber topuklara kadar kapatan bir kıyâfettir. Yoksa topuklara kadar örtmeyen, kısa veya yarım veya eksik etek tarzı kıyâfetler değildir.
Bakınız Prof. Dr. Es’ad Coşan bu husûsta ne demiş: “(Cilbâb), omuzları örten bir başörtüden, topuklara kadar inen bir örtüye kadar, bu işi gören her kıyâfete şâmildir diye ulemâmızın kat’î kanaati vardır. Hanefî fakihlerinin, büyüklerimizin kanaati de budur. Kadınların pardesülerinin altına pantolon giymeleri güzel bir şeydir. Takvâ bakımından da güzel bir şeydir. Çünkü, kadının ayağı sürçebilir, yere düşebilir; otobüse binerken, vasıtaya binerken, merdivenlerden inerken çıkarken eteği açılabilir.”
Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Ali (r.a.) ile Bâki mezarlığında iken yoldan eşeğe binmiş bir kadın geçiyordu. Hava az yağışlı olduğundan eşeğin ayağı bir çukura girdi. Hayvan tökezleyince kadın yere düştü. Peygamberimiz (s.a.v.) hemen yüzünü ters tarafa çevirdi. “Ya Rasülûllah! Kadın sirval giymiş, bir yeri açılmadı (yâni görülmedi)” dediler.
Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.): “Allah’ım! Sirval giyen kadınları bağışla. Ey insanlar! Hepiniz sirval giyiniz. Kadınlarınız dışarıya çıkacakları zaman sirval kadar örtülmesi gereken yerleri örten birşey yoktur.” buyurmuşlardır. (Ukaylî, İbn Adiy, Kâmil; Beyhâkî, el-Edeb ve diğer rivâyet için Dârakutnî, el-Efrâd, Beyhâkî, Su’abu’l-Îmân; Hatîp, el-Müttefek)
Sirval, uzun ve bol iç don mânâsında olduğu gibi, pantolon mânâsı da vardır.[1] Vazîfesi nedir? Avreti örtmek ve korumaya almaktır. Nereye giyilir? İçe giyilir… Görünür mü? Görünmez ancak açılmaya karşı avreti göstermeyen bir tedbîrdir. Mâdem iç donun vazîfesi korumak ve kapatmaktır, o halde bu vazîfeyi yerine getiren ve dışarıdan görünmeyen bol bir pantolon da olur. Yalnız burada da, tesettürün mâhiyetine uygun bir renk ve bollukta olmasına dikkat etmek gerektir. Koruyucu olarak giyildiğini hatırdan çıkarmamak lâzımdır.
Bilhassa günümüzde ise, bu mânâda ve niyette bol pantolonların uzun tesettür altına tedbîr olarak giyilmesi kadını muhâfaza eder. Otobüse binerken, inerken etek sıvanır, bâzen binek arabalara binerken dahi tek ayak içeriye atıldığında etekte sıvanma olur ve henüz içeri alınmamış dışarıdaki ayakta görünme olur, yüksek bir merdiven çıkarken veya kenarları açık olan üst geçitlerden geçen hanımların alttan görünmesine karşı da güzel bir tedbîr olur yâhut yolda tökezleyen veya fenâlaşıp düşen hanımların açılmasına karşı da pek güzel bir koruma ve tedbîr olur, hastane şartlarında ihtiyârı hâricinde olabileceklere karşı da koruma olur. Görünmeyen ancak görünmesine mânî olan bu bol pantolonların uzun tesettür altına giyilmesi, hanımlarımızı, kızlarımızı muhâfaza eder. Görünmemek için kendini korumaya çalışmak güzel bir takvâdır ve ameller de niyetlere göredir diyerek maslahatına binâen bu görüşü doğru bulduğumuz ifâde ediyoruz.
[1] سرْوال (sirvâl): İç don, külot, pantolon. سرْوال فضفاض : Şalvar. سرْوال ضيّق : Tayt. سرْوال الجين : Kot Pantolon…