Mazlum-Der, geçtiğimiz günlerde Doğu Türkistan’da yaşanan Çin zulümlerini protesto etmek için Çin Büyükelçiliği önünde bir basın açıklaması yapılacağını duyurdu. Sosyal medyada hızla yayılan bu haber, bazı eylemcilerin yanlış anlamalarına neden oldu. Eylemin İstanbul Çin Konsolosluğu önünde olacağını zanneden 5 - 6 kişi ellerinde Doğu Türkistan’da yaşanan zulmü gözler önüne seren pankartlarla Konsolosluğa geldi. Konsolosluk önünde 5-6 kişilik grubu gören koruma memuru önce gruptan bilgi aldı. Grup ellerindeki pankartları konsolosluk güzergahına astığı sırada konsolosluk görevlisi ile tartışma yaşadı. "Dağılın" uyarılarını dinlemeyen eylemciler, konsolosluk önünde beklemeye devam etti. Konsolosluk önüne gelen polis ekipleri de grubu ikna çabalarına başladı. Bu sırada akşam ezanı okununca, eylemciler ve polisler eylemcilerin yanlarında getirtiği suyla iftar açtı.
Doğu Türkistan’da yaşanan zulümlere sessiz kalamadıklarını belirten Alp İlkan, ”Pankartta görüldüğü gibi çocuklara yapılan işkenceler, zorla oruç bozmalar karşısında sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. İnsanların bize destek olmasını istiyoruz. Başbakanımızın, cumhurbaşkanımızın bu konu hakkında bir şeyler yapmasını istiyoruz. Küçük çocuklar
Çinlilere ne yapmışlar ki eziyetlere maruz kalıyorlar” şeklinde konuştu.
Herhangi bir oluşuma üye olmadıklarını belirten İlkan,” Sade bir vatandaşlar olarak içimizden gelenleri haykırmak amacıyla buraya geldik. Bu fotoğrafları gördükten sonra uyuyamadık. O yüzde buradayız. Sosyal medya üzerinden toplandık. Bu zulümleri orada gördük, bilinçlendik.” dedi.
Eylemlerinde yalnız bırakıldıklarını belirten İlkan,”Burada 21 Haziran’da Çinlilerin Köpek Yeme Festivaline karşı hayvanseverler toplanmıştı. Hayvanların kesilmesine karşı gelmişlerdi. Biz de buraya insanların kesilmesine karşı geldik. Ama o kadar etki etmedik. Yani Müslümanın bir hayvandan değeri olmadığını bize herkes göstermiş oldu.“ ifadelerini kullandı.
Grup yaptıkları açıklamanın ardından pankartlarını da alarak olaysız bir şekilde dağıldı.
İHA