Tarihi ağaçlar vardır gövdesinin damarlarını incelediğinizde hangi yılın kurak hangi yılın fırtınalı geçtiğini anlayabilirsiniz. Bu yüksek ağaçlar çok fırtınalara dayandıkları için güçlüdürler.
Bazı aziz insanlar vardır yüksek çınarlar gibi izzet ve azamet sahibidirler. Düşünce hayatlarında ve sosyal yaşamlarında çok fırtınaların izini taşırlar. Geçmişten geleceğe atılan köprüde düşünce katmanları arasında kalıcı izleri görürsünüz. Bu insanlardan birisi de Hekimoğlu İsmail idi.
Minyeli Abdullah efsanesi
Ben kitabı Minyeli Abdullah’ı kendisinden önce tanıdım. Minyeli Abdullah romanında model bir hayatı anlatıyor, sanki Hz. Mevlana bugün yaşasa öyle davranırdı diyorsunuz. Ailesi ile komşusu ile kurulu düzenle yaşadığı zorlukları ve barışcıl, şefkatli, samimiyet dolu, tefekkür ve akıl odaklı yaklaşımları romanlaştırmış.
Bediüzzaman hazretlerinin hayatı onu çok etkilemişti ve bu etkiyi Minyeli Abduulah’a romanlaştırarak yansıtmıştı. Kitabın ilk çıktığı tarih 1960’lı yılların sonları. Aradan 40 yıl geçmiş ve görüyoruz Hekimoğlu romanındaki karekteri yaşayıp örnek olan bir canlı model olmuş.
Vefa sadece semt adı değilmiş
Aziz insan Hekimoğlu ile ilgili 9 Haziran 2009 Salı günü İBB Kültür AŞ’nin Ali Emiri Konferans Salonunda toplantısı oldu. Değerli Nevzat Bayhan’ın vefa örneği davranışı çok şık idi. Hayatında yaşarken bir düşünür anılıyordu.
Anma günü bana fırsat verilen konuşmamda ‘Bir gönül insanı Hekimoğlu İsmail’ sözünü gösterip onun sadece gönül insanı olmadığını, gönül ile aklı ve tefekkürü birleştirdiğini eklemeyi önermiştim. Bu bilginin onu daha iyi ifade ettiğine not düşmek istedim.
Aziz insan Hekimoğlu’nun asker kişiliği
O genç bir havacı iken Necip Fazıl’la yazıştı. Büyükdoğu’ya yazı gönderdi. Türkiye’nin dertleri ile dertlendi. Dertlerimi seviyorum dedi. Hatta kendisinden dinlediğim bir hatırası vardı.
1959’da Amerika’ya uçuyor, “Atlas Okyanusunun üzerinde uçakta pencereden aşağıya baktım burda düşersek kimse bizi bulamaz ve okyanus bize mezar olur, evet bizim gibi adamlara da büyük mezar yakışır dedim” demişti.
Yine 1990’lı yıllarda Harp Okuluna İmam Hatip Lisesi öğrencisi alınmamasını eleştşiren bir yazısı nedeniyle mahkum oldu. Şile cezaevinde demir parmaklıklar arasındaki resmi halen hafızalardadır. Şimdi hiç suç olmayacak o yazısı o günlerde düşünce suçu sayılıyordu ancak onun o demirler arkasındaki mahzun ama huzurlu hali Minyeli Abdullah’ın hayata yansıması gibi idi. Muhakkak gayb alemi onu alkışlıyordu.
Askerde cesur olmak öğretilir. İlimle cesaretin onda birleştiğini gördük.
Çınar insan Hekimoğlu’nun yazar kişiliği
Bir insanı analiz ederken ilk olarak özgeçmişinde bıraktığı eserler ve söylemleri incelenir. İkinci olarak sözleri ile eylemleri arasında uygunluk ve yaşam tercihleri değerlendirilir. Üçüncü olarak ta gelecek projeleri ve vizyonu, ego ideali, hedefleri göz önüne alınır.
Hekimoğlu’nun yazar olarak hasta yatağında gösterdiği performans tıp kurallarını zorlayacak ölçüdeydi. Bıraktığı eserler ve eserlerin yetiştirdiği Asımın nesli bugün Türkiye’ye sahip çıkıyor.
Edebiyatçı ve hatip olarak bende çok kıymetli bir hatırası vardır. Yıl 1975 bir iki aylık genç bir hekimim. İstanbul’da konferans teklifi aldım büyük bir salon ve konu inanç bilim ilişkisi üzerine idi. Hazırlık yaptım, o tarihlerde çok zor yapılan renkli slaytları hazırladım, ama yine de çok heyecanlıyım, her tarafım titriyordu sanki. Hekimoğlu’nun bir sözü bana yetti. ‘Ancak ölüler hata yapmaz, için rahat olsun’ demişti. Sonuçta çok başarılı ilk büyük konferansımı vermiştim.
Çile insanı Hekimoğlu’nun dava adamı kişiliği
Dava adamlarında yüksek idealler önemlidir. Önce yaratıcının, sonra O’nun elçisinin sonra vatanının daha sonra da kendi hukukunun menfaatlerini düşünen insandır dava adamları. Bu özellikleri taşıyan nadir insanlardan biridir.
Mütevazi kişiliği ile dava idealizmini birleştirdi. Dünya da İlahi rıza ve mü’minlerin izzeti için çalışmanın ve başarılı olmanın canlı örneği oldu. Çok başarılı bir yayın hizmetine öncülük yaptı. Dünya’da sahip olunan mal mülk şöhret gibi geçici güzellikleri gönlüne koymamayı başarmak kolay değildi ama bunu başardı. Hasta yatağında da kendi sağlığını davası için düşünen bir insan gördük.
Musibetler için söylenir kişiyi manevi kirlerden arındırırken manevi makamını da yükseltir diye. Bunun için sihirli kelimeler sabır, şükür ve teslimiyettir. Hekimoğlu bu özelliklerin canlı örneğidir.
Değiştirebileceği şeylere cesaret ederek teşebbüs eden, değiştiremiyeceği şeylere sabredebilen, hangisini değiştirilebilir hangisinin değiştirilemez olduğuna karar vermek için aklını ve kalbini birlikte kullanan, sahip olduğu şeylerin kıymetini bilen, küçük şeylerden mutlu olabilen örnek insan Hekimoğlu’na bundan sonraki manevi ticaretinde de başarılar diliyorum.
Hem gönül hemde tefekkür insanı Hekimoğluna acil şifalar diliyorum.
Yazete