Zeynep Kaçmaz'ın haberi:
Çocukların argo, küfür ya da kötü sözler telaffuz etmesi karşısında anne-baba nasıl bir yol izlemeli? Çocuk-ergen psikiyatristi Serdar Alparslan, 'ayıp, ağzına biber sürerim' gibi tepkilerin sorunu çözmeyeceğini söylüyor. Alparslan, çocuklar bu tür kötü kelimeler kullandığında gülünmemesi ya da rencide edilmemesi gerektiğini belirterek, bu kelimelerin neden kötü olduğunun anlatılmasını tavsiye etti.
Dil gelişiminin en yoğun yaşandığı 3-12 yaş arasında çocuklar zaman zaman argo ifadeler, küfür içeren, çirkin, kaba, kelimeler kullanırlar. Özellikle de 3-5 yaş arası çocuklarda dil becerilerinin hızlı gelişimi ve duyduklarını taklit etmeleri sebebiyle kötü söz kullanımına daha sık rastlanır. Ebeveynin bazı yanlış tutumları ise çocukta küfürlü konuşmayı daha da pekiştiriyor. Çocuk-ergen psikiyatristi Serdar Alparslan'a göre çocuk 'ayıp' bir kelime söylediğinde anne-baba kızar veya 'ağzına acı biber sürerim', 'babana söylerim' gibi ifadeler kullanırsa yahut gülerse çocuk ileriki günlerde bu kelimeleri yine kullanabiliyor.
Çocuk, aile veya çevreden duyduğu birçok kelimeyi anında hafızasına alır ve yakın bir gelecekte de bu kelimeyi kullanır. Bu kelimeler, kabul edilebilir veya olumlu olabileceği gibi kötü içerikli de olabilir. Özellikle de küçük çocuklar, anlamlarını bilmese de kötü sözcükleri söylemeye devam eder. Bir anda küfürlü konuşarak anne-babayı şaşırtırlar. Ebeveyn ise "Böyle konuşmayı nereden öğrendin?" diyerek çocuğa tepki gösterir. Serdar Alparslan, uygun olmayan bir kelime söylediğinde çocuğa kızarak tepki gösterilmemesi gerektiğini söylüyor.
Alparslan, "Tepki verildiğinde çocuk size kızdığında ve bunu bir şekilde size belli etmek istediğinde bu kelimeyi yeniden kullanacaktır. Çünkü çocuk, bu kelimenin anne-babayı kızdıracak bir şey olduğunu öğrenmiştir. 'Ağzına acı biber sürerim', 'bak döverim' gibi ifadeler çocuğun bu kötü davranışını daha da pekiştirir. Ayrıca çocuk 'ayıp' bir kelimeyi ilk söylediğinde anne-baba kahkaha atar yahut sadece gizlemeye çalışarak hafifçe gülerse, çocuk bunu fark eder ve kelimeyi tekrar söyler. Çünkü küçük çocukların en çok istediği şey anne-babalarını memnun etmektir." diyor. Gülerek ya da öfkelenerek tepki vermenin kötü söz söyleme davranışını pekiştirdiğini söyleyen Alparslan, çocuğun öfkesi geçtikten sonra durum hakkında çocukla uygun bir üslupla konuşulması gerektiğini ifade ediyor.
Çocuklara ne demeli, nasıl yaklaşılmalı?
Kötü sözleri nereden öğrendiği tespit edilmeli. Eğer aileden duyuyorsa ebeveyn, çocuğun söylemesini istemediği kelimeleri kullanmamalı, çocuğun yanında kullandığı kelimelere dikkat etmeli.
Uygunsuz kelimeleri, arkadaş ortamından etkilenip öğrendi ise ani tepkiler verilmemeli. Bir şey olmamış gibi davranın. Belirli bir süre sonra 'Senin kullandığın daha güzel sözler var. Arkadaşının kullandığı bu sözlere ihtiyacın yok' diyerek onun kendisine ait olan olumlu özelliklerini fark etmesini sağlayın.
Kötü söz kullandığında gülmeyin. Gülmek, onun iyi bir şey yaptığını düşünmesine sebep olur ve onu cesaretlendirir.
Bir şeye kızdığında ya da üzüldüğünde bu duygunun ifade biçimi olarak kötü söz kullanıyorsa çocuğa duygularını doğru olarak ifade edebilme yollarını öğretin. Yaşadığı durumu ve duygusunu çocuğa açıklayın. 'Arkadaşın oyuncağını aldığı için kızıyorsun. Seni anlıyorum ancak kullandığın bu söz iyi bir kelime değil. Bunun yerine kızdığında bunu arkadaşına söylemelisin' ifadeleri kullanılabilir. Ayrıca duygu anında kullanabileceği alternatif kelimeler öğretin. 'Sana çok kızdım, 'sinirlendim' vb.
Kızmayın ve onu rencide etmeyin. Duruşunuz ve halinizle üzüldüğünüzü gösterin.
Aile, çocuğun kötü söz duymasını engelleyemez. Ancak çocuğa terbiye ve ahlak kurallarını hal diliyle öğreten ebeveyn, bu durumdan korkmamalı. Çocuk bir süre kötü sözleri kullansa dahi önünde iyi ve güzel örnek görmesi sebebiyle kötü davranışını terk edecektir.
Zaman