Dn.Psikolog&Psikoterapist Mehtap Kayaoğlu'nun yazısı;
Çocuklar… alemdirler doğrusu. Aynı anda iki şey nasıl olabiliyorlar şaşıyorum. Hem dünyanın en vazgeçilmez neşe kaynağı hem de insanı çıldırtabilecek potansiyele sahip yaramaz yumurcakları.
Onlarla işbirliği yaptınız, yaptınız. Aksi halde ellerinde oyuncak olmaktan öteye geçmeyen bir hayat yaşamaya mahkûmsunuzdur sevgili okurlar.
Çocuklarla işbirliği yapabilmemiz son derece önemlidir. Günümüz anne/babaları evlatlarıyla işbirliği yapmayı bilmiyor maalesef. Ya gereğinden fazla baskıcı ya da lüzumsuz düzeyde anlayışlı davranışlar sergiliyorlar. Oysa minik ipuçlarını yakalayarak istediğiniz gibi kaliteli çocuklar yetiştirmeniz mümkün.
Hep iyi olmalarını umuyoruz. Kızıyoruz, anlatıyoruz, tehditler savuruyoruz, olmadı yalvarıyoruz. Bozuntuya vermeden rüşvetler teklif ediyoruz. Yine olmadı kendi geçmişimizden muhteşem(!) örnekler veriyoruz. Yine tık yok! Ufak ufak kızmaya başlıyoruz. Üslubumuzu hakarete vardırıyoruz. Maalesef sonuç aynı… ona ulaşamıyoruz.
Yaş özellikleri ve gelişim süreçleri göz önüne alınacak olursa, farklı yöntemler kullanmanız gerekiyor. Ama ortalama her çocuğun en sevdiği durumları sıralayayım dilerseniz:
Mümkün olduğunca açık/net ve en önemlisi kısa konuşun.
Söylemek istediğiniz şeyi, gerçekten söyleyin. Yani aklımızdaki başka, ağzımızdan çıkan başka olmasın. Bu milletçe yaptığımız tipik bir hata. Hatta siyasiler bile yapıyor, ardından o meşhur ifadeyle durumu kurtarmaya çalışıyorlar malum: “Maksadını aşan bir ifade oldu”
Çocuğunuzun yaşına uygun olarak –ki bunun için her yaşın gelişim aşamaları hakkında bir fikriniz olmalı- seçenekler sunun. “Yerine koymadan kaybedemezsin.” ilkesi gereği, vazgeçirtmek istediğiniz durumun yerine koyabileceği seçenekleri olmalı. Kumandayı elinden bırakmıyorsa, daha iyi bir seçenekle yaklaşmalısınız. Kuru kuruya “Bırak onu!” emri işe yaramıyor çünkü biliyorsunuz değil mi?
Yaşam için yaşa uygun ilkeler ve aile içi kurallar koyun. Uyulmasını sağlayın.
Zor durumların üstesinden gelebilmek için espri/nükte kullanın. Çok işe yarıyor, deneyin.
Yaptığı güzel davranışların ödülü, olumsuzlukların cezası hakkından fikir edinmesini sağlayın.
Evde kimin patron olduğunu anlamalarını sağlayın. Kusura bakmasınlar ama anne/babaysak, iki gömlek öndeyiz. Bu durumu bilmeleri gerekir. Aksi halde bizimle yarışmaya başlıyorlar ve kim kimin anne/babası roller karışıyor.
Aslına bakarsanız zor değil… çocuklarla işbirliği yapmak, yetişkinlerle işbirliği yapmaktan çok daha kolay. Yeter ki nasıl yapacağınızı bilin. Uygulamaya çalışın okuduklarınızı. Baktınız olmuyor bana söyleyin. Evinize gelir (İstanbul’da yaşayanlar için söylüyorum tabii ki), yaşam alanınızı görür, ilişkilerinizi düzenlemenizde yardımcı olurum merak etmeyin J
Bugün biz onlarla işbirliği yapmazsak, yapmayı beceremezsek, çocuklarımız işbirliğine açık düşünce süreçleriyle büyümüyor. Baskıcı, yayılmacı, fırsatçı,…vs. her türlü arızalı yolu öğreniyor; ama işbirliği fikrine kapatıyor kendisini. Ardından büyüyor. Yaşadığı ülkede çeşitli önemli kademelerde göreve geliyor. Ama kendisiyle bağlantılı diğer birimlerle işbirliği yapmayı bilmediği için olan biz vatandaşa oluyor.
Sevgili anne/babalar… lütfen çocuklarınızı çookk iyi yetiştirin! Şikâyet ettiğimiz herkesin çocukluğuna gitme şansımız olsa, kim bilir orada ne tür çocuk yetiştirme sahneleriyle karşılaşırdık!
Haber 7