Çocuk suçlu sayısını örgütler artırıyor

Son yıllarda yapılan araştırmalar, bütün suçlarda yaş oranlarının düştüğünü gösteriyor.

Tuğba Öcek'in haberi;

Alkol, sigara, uyuşturucu maddeler gibi kötü alışkanlıklara başlama yaşı 11-12'ye kadar iniyor. Çocuk suçlu sayısını artıran etkenlerin başında ise suç örgütleri geliyor. Bu örgütler özellikle büyük şehirlerdeki eylemlerinde çocukları kullanıyor. Uzmanlar, çocuğu suçtan uzaklaştıracak eğitimin ailede başlayıp okulda devam etmesi gerektiğini belirtiyor.

F.S. suça karışan ve 16 yaşında hapse giren çocuklardan sadece birisi. Diyarbakır'dan İstan-bul'a göç eden bir ailenin ikinci çocuğu olan F.S., 13 yaşındayken hem bir hazır giyim atölyesinde çalışıyor hem de okuluna devam ediyor. Annesi ve babası ayrı olan F.S., bir gece sokakta karşılaştığı çocuklarla kavgaya karışıyor. Dayak yiyen F.S., kendisini döven çocuklardan birini bıçaklıyor. Suçu sebebiyle 10 yıl hapis cezası alan F.S.'yi Yargıtay ceza indirimi ile 7 yıla mahkûm ediyor. Hapisten çıktığında 23 yaşına girmiş olan F.S.'nin şimdi tek derdi, hayata tutunmak...

Zaman'ın önceki gün manşetten duyurduğu 'Çocuk suçlu sayısında tehlikeli tırmanış' haberi üzerine uzmanlar, aileleri çocuk suçları konusunda uyarıyor. Prof. Dr. Adem Solak, değişen dünya değerleri karşısında ayakta duramayan ailenin, çocukların suça bulaşmasının birinci sebebi olduğunu vurguluyor. Solak, çocuğa ahlaki değerleri öğretmesi gereken ailenin ilgisini yetersiz buluyor. Psikiyatrist Ayhan Akcan, "Çoğunluğu göç ile büyük şehirlere gelen bu ailelerde, öncelikle çocuklar yeni yaşama adapte olamıyor. Aileler bu konuda bilinçli olmadıkları için durumu ancak çocuk suça sürüklendiğinde fark ediyor." şeklinde konuşuyor. Solak'a göre çocuk suçlarının önlenmesi için ilk olarak ailenin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Prof. Solak şu tavsiyelerde bulunuyor: "Ailenin bilinçlendirilmesi için Sosyal Hizmetler, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gibi kurumların aileye yönelik çalışmalar yapması şart. Ayrıca şehirlerde sosyal hizmet uzmanı, psikolog ve rehber öğretmen gibi uzmanlar yeterli değil. Şehirlerde olması gereken uzman sayısının ancak yüzde 10'u görevlendiriliyor. Hiçbir ilde bu sayı yüzde 20'yi aşmıyor. Ayrıca 110 bin uzman olması gereken sosyal hizmetlerde şu an yaklaşık 4 bin uzman var. Bu sayı artırılmalı." Eğitim kurumlarının insani değer kazandırma yönüne vurgu yapan Prof. Solak, eğitimin öğretime kurban edildiğini kaydediyor. Adem Solak, "Okul, ailede insani değerler eğitimi almamış çwocukların eksiğini telafi edeceği tek yer. Okulda da bunu yapamadığınız zaman sokağın insafına terk ettiğiniz bir nesille karşı karşıyasınız." diyor.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürü Murat Koçak ise çocukların aileden sonra en çok okulda vakit geçirdiğini ve eğitimcilerin dikkatli olması gerektiğini söylüyor. Buna göre çocuk davranışlarıyla suça meylini haber verdiğinde bunu aileden sonra okuldaki öğretmenler anlayabiliyor. Bu durumu fark eden eğitimcilerin çocuğun ailesiyle ve yetkililerle irtibata geçmesi gerekiyor. Gençlerin enerjilerini yönlendiremediğine dikkat çeken eski Adli Tıp Başkanı Oğuz Polat, "Sınava ve sürekli ders çalışmaya odaklı eğitim sisteminde başarısız olan çocuk sokağa yöneliyor." ifadelerini kullanıyor. Polat'a göre çocukları sokaklardan uzak tutmanın yolu, onları spor gibi başarılı olacakları bir alana yönlendirmekten geçiyor. Böylece spor, müzik gibi alanlarda başarılı olan çocuk başka bir alanda başarısız olduğunda hayal kırıklığı yaşayarak yanlış bir davranışta bulunmayacak.

ÇOCUKLAR ÖRGÜT TUZAĞINDA

Son yıllarda çocukların suç örgütleri tarafından kullanılması da çocuk suçlu sayısını artırıyor. Büyük şehirlerde çeteler tarafından hırsızlık yaptırılan çocuklar, kırsal kesimlerde ise terör örgütlerinin güvenlik güçleri ve sivillere karşı illegal eylemlerinde ön saflarda kullanılıyor. Taş Atan Çocuklar Yasası'nın yürürlüğe girmesinden sonraki bir buçuk yıllık zaman diliminde korsan gösteri, molotoflu saldırı, araç kundaklama gibi olaylarda yüzde 214 artış gözleniyor. Bu olaylarda gözaltına alınan 18 yaş altı şüphelilerde yüzde 216 artış var. Güvenlik güçlerinin verilerine göre özellikle büyük şehirlerdeki suçlarda çocuklar kullanılıyor. Bu çocuklar farklı bölgelerden ya kaçırılıyor ya da ailelerinin rızası ile alınıyor. Çocukların tercih edilmesinin sebebi ise cezai ehliyetinin bulunmaması ve tekrar yeni suçlarda kullanılabilmesi.

Son yıllarda yapılan araştırmalara göre bütün suçlarda yaş oranları gittikçe düşüyor. Alkol, sigara, uyuşturucu gibi maddelere bağımlılık yaşı 11-12'ye kadar iniyor. Küçük yaşta bu ortamlara giren çocuklar, suça daha meyilli oluyor ve yaralama, adam öldürme, hırsızlık, gasp, mala zarar verme, cinsel suçlar ve uyuşturucu kullanma ve satma gibi suçlara bulaşıyor. Uyuşturucu kullanımı da ilköğretime kadar düşmüş durumda. Uzmanlar ise gerçek sayıların TÜİK verilerinin iki katı olduğunu belirtiyor. Tüm olayların emniyete gelmediği düşünüldüğünde ise ortaya korkunç bir tablo çıkıyor.

Çocuk suçlarını önlemek için neler yapılmalı?

Çocuklara insani ve ahlaki değerler öğretilmeli.

Çocukların dini eğitimine dikkat edilmeli.

Çocuklar okul saatleri dışındaki boş vakitlerini dolduracak

sanat ve spor faaliyetlerine yönlendirilmeli.

Aileler çocuklarını yakından takip etmeli.

Öğretmenler çocuklara iyi gözlem yapmalı.

Çocukların okula devam durumu takip edilmeli.

Özellikle çocukların rol model gördüğü baba,

evdeki davranışlarına dikkat etmeli.

Çocukların yanlışları şiddet yoluyla değil konuşarak anlatılmalı.

Anne-baba okulları açılmalı. Anne-babalara eğitim verilmeli.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın 5 yıllık 'Şiddet Eylem Planı' uygulanmalı.

Sosyal hizmetlerdeki uzman sayısı artırılmalı.

Suça sürüklenmiş çocuklar koruma altına alınmalı. Bu çocuklara yönelik rehabilitasyon merkezleri açılmalı.

Rehberlik sistemi güçlendirilmeli.

Cezalandırma zihniyetinden vazgeçilmeli.

Zaman

Aile Haberleri