Abdurrahman Büyükkeskin'in haberi:
Çocukların camiye gelmesinde büyüklerin her zaman teşvik edici olması gerektiğinin altını çizen Çorum Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ferhat Koca, çocuklar, mescid ve camilerde ses çıkardığı ve gürültü yaptığı zaman kovulmasının yanlış bir davranış olduğunu kaydetti.
Koca, Antalya'nın Manavgat ilçesinde İlçe Müftülüğü'nün Manavgat Anadolu İmam Hatip Lisesi konferans salonunda din görevlileri adına düzenlediği konferansta 'İslam Hukuku'nda İbadet Kavramı' üzerine konuşma yaptı.
Çocuklara, mescit ve camilerin sevdirilmesinde hiçbir zaman kötü söz söylenilmemesi ve korkutulmamasına dikkat çeken Koca, çocuklara küçük yaşta çıkardığı ses ve cami içinde oynamasına bağlı azarlamanın küçük yaşta dinden ve mabetlerden soğumasına neden olacağı için her zaman güzel söz, şefkat, merhamet ve tatlı dille muamelede bulunmasının yararlı olacağını söyledi.
Koca, şunları dile getirdi: "Çocuklarımız camiye geldiğinde ses çıkardığında, içeride dolaştığında hiç kimse azarlamasın. Azarlamalar ve bağırıp çağırmalar çocuklarımızı camiden soğutmaya neden oluyor. Çocuk terbisi ve sevgisi konusunda yegane rol modelimiz Güllerin Efendisi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(sav). Mescitte torunları Hz. Hüseyin ve Hz.Hasan'ı mübarek omuzlarına bindirerek dolaştırmıştır. Kuşu ölen bir çocuğun evine giderek başsağlığı dilemiştir. Yetim ve öksüzlerin başını okşayarak merhamet, şefkat ve sevgisini her daim göstermiştir. Camiye gelen çocuklarımızı yaramazlık yaptı diyerek Allah'ın evlerinden kovmayalım. Bu hususta en güzel örnek ve rehber peygamberimizdir. Geçtiğimiz günler de dünya televizyonları Papa Francis'in Vatikan'da aileler için düzenlediği ayin sırasında küçük bir çocuk Papa'nın koltuğuna oturması, bacaklarına sarılması ve başını okşamasını dakikalarca gösterdi. Bu bilinçli bir göstermeydi. Görüntülerle Papa dünyaya şefkat ve merhamet abidesi olarak takdim edildi. Camilerimize gelen çocuklarımızı lütfen, azarlama, bağırma ve kovma ile Allah'ın evinden uzaklaştırmayalım. Bunun mesuliyeti hiç kimse ödeyemez."
Dünyaya gelen her çocuğun İslam fıtratı üzerine günahsız doğduğunu anlatan Koca, masum ve günahsız dünyaya gelen bir bebeğin sosyal sorunlara bağlı yetiştirilmesine bağlı merhamet, şefkat ve sevgi eksikliğinden gözünü kırpmadan vahşice anne ve babasını öldürebildiğine işaret etti. Koca, günahsız dünyaya gelen ve yetiştiği ortama bağlı vahşice cinayetler işleyen kişilerin çıkmasında toplumda doktorundan mühendisine, avukatından öğretmenine, öğretmeninden din görevlisine herkesin mesuliyetinin bulunduğunu kaydetti.
Toplumun huzur ve güven tesisinde din görevlilerin sorumluluğu bulunduğunu aktaran Koca, insan doğduğunda da, sünnet olduğunda, nikahlandığında ve hayata gözlerini yumduğumda hayatın içinde olan din görevlilerinin birer muallim olduğunu ifade etti. Koca sözlerini şöyle tamamladı: "Din görevlilerimiz aslında toplumu aydınlatan birer kutlu kandil. Her bir görevlimiz bu millete dinini anlatma hususunda 'adanmışlık ruhuyla' hizmet etmeli. Allah ve Resulünü anlatma adına bir çiftçi gibi sürekli tohum atmalı. Gün gelir, Allah yalçın kayalarda bir çınar ağacı bitirir. Peygamber mirascıları imam hatipler, sürekli kendilerini yenilemeli. Bugün 8 yaşındaki bir çocuk tablet bilgisayar kullanıyor. Din görevlisi halen çocuklar ve cemaat karşısına kara kalemle çıkar kendini hiç yenilemezse toplumun gerisinde kalır."
Çocukların yetişmesi ve topluma, millete ve devlete hayırlı birer evlat olmasında kadınların eğitimi önemli olduğunu belirten Koca, bu sebeple 'Erkeği eğiten bir kişiyi eğitir, kadını eğiten ise bir milleti eğitir' sözünün kadınların toplumdaki yeri adına güzel bir söz olduğunu kaydetti.
Konferans sonunda Antalya İl Müftüsü Ahmet Çelik, Koca'ya plaket takdim etti. Manavgat Müftüsü Hasan Hayri Yaşar, konferansa katılımları için İl Müftüsü Çelik ve Koca'ya birer buket çiçek verdi.
Cihan