Psikolog Melike Elbasan'ın yazısı:
Çocukların olumsuzluklarına odaklanmak yerine güçlü yönlerini geliştirirsek zorluklarla mücadeleyi bilen, hayata ümitle bakan nesil yetiştiririz. Unutmamalı ki değişmesi gereken sadece çocuk değildir, ebeveynlik becerilerimiz de olabilir.
Çocukların zorluklara göğüs germeleri ve anlamlı, yetkin bir hayat sürmeleri için iyi bir eğitim ve sevgi dolu anne-babanın yanında tıpkı yetişkinler gibi mücadele etmesini bilen, olumsuzluklardan yılmayan, hayata iyimser ve umutlu bakmalarını sağlayacak beceriler edinmeleri gerekir.
İyimser ve umutlu olabilme becerileri insanlığın güçlü yönlerindendir ve zihinsel-fiziksel olarak bireyleri sağlıklı kılmanın yanında mutluluğun da göstergesidir. Birçok araştırma bu özelliklerin gençleri depresyona, intihara, anksiyeteye karşı koruduğunu, bir nevi kalkan görevi yaptığını bulgulamıştır. Aslında bu araştırmalar bize şunu anlatıyor: Çocukları yetiştirirken olumsuz yönlerine odaklanmak ve bu yönleri düzeltmek yerine güçlü yönlerine odaklanır ve bu güçlü yönlerini temel alıp daha fazla geliştirmelerine ortam ve imkan sağlarsak sağlıklı, zorluklarla mücadele etmeyi bilen, güçlüklerden yılmayan ve hayata ümitle bakan nesiller yetiştirmiş olacağız. Peki, bunun için ebeveynler neler yapabilir?
Empati kurun:
Her ilişkinin temeli empatiye dayanır. Empati, anne-babaların kendilerini çocukların, gençlerin yerine koymaları ve dünyayı onların gözüyle bakmaya, anlamlandırmaya çalışmalarıdır. Empati, çocuğun her davranışını onaylamak anlamına tabii ki gelmemektedir; sadece bakış açılarına, görüşlerine değer verdiğiniz, bir nevi onları önemsediğinizi göstermektedir. Ebeveynler olarak empati seviyenizi belirlemek adına şu soruları kendinize sorabilirsiniz: Çocuğumun beni nasıl tanımlamasını isterim? Çocuğum beni nasıl tanımlamak istiyor? İstediğim seviye çocuğumun isteğiyle eşleşmekte midir? Çocuğumla bir aktivitede bulunurken veya onunla konuşurken, beni dinlemesini sağlayacak şekilde mi konuşuyor veya davranıyorum? Çocuğuma davrandığım, konuştuğum şekilde başkalarının da bana aynı tavırda davranmasını, konuşmasını ister miyim?
Başarıyı kendi başlarına yaşamalarına izin verin:
Çocuklar zorluklarla yüzleşseler de başarı başarıyı içselleştirerek öğrenir. Bu demek oluyor ki aileler küçük yaşlardan başlayarak onlara sorumluluk verebilirler: Oyuncaklarını sepete koymasını isteyebilirler, mutfak-ev işlerinde yardımcı olmalarına önayak olabilirler. İstediğiniz davranışı yapmasının hemen akabinde teşekkür edilmeli ve ödüllendirilmeli. Çocuk için önemli olan bu davranışın onaylandığını görmektir.
Ebeveynlik şemalarınızı gözden geçirin:
Ne çok anne-baba tanımışızdır ısrarla çocuğa bağırarak odasını toplamasını söyleyen, istediği yapılmayınca da daha çok bağıran. İşe yaramadığını bildiği halde ısrarla aynı tavrı sürdüren ebeveynlerin, değişimi sadece çocuğun yapması gerektiği inancının arkasına sığındığını görmekteyiz. Değişmesi gereken sadece çocuk değil, ebeveynlik becerilerimiz de olabilir ve ebeveynlerin olaylara farklı bakış açıları ve çözüm yolları getirmesi gerekebilir. Bu şemalarımızı değiştirmek çocukları şımarıklığa sürükler inancı nitekim gerçeği yansıtmamaktadır. Bu değişiklikle çocuklara, gençlere ümitsizliğe kapılmak yerine problemi çözmenin başka yolları da olduğunu gösteririz ve bu da onların daha sorumlu olmalarını sağlar ve zorlu durumların üstesinden gelebilecekleri inancını aşılar.
Problemleri çözmeyi ve karar vermeyi öğretin:
Hayata iyimser ve umutlu bakan dirençli çocuklar kendi yaşamlarının da sorumlusu olduğunu kabul eder. Ebeveynlerin çocuklara karar vermelerine ve bireysel olarak problem çözmelerine yardımcı olmaları da onların hayata dair "kontrol" algısını da arttıracaktır. Dirençli çocuklar, problemleri tanımlayabilir, farklı çözümleri değerlendirir, kendi algısı bazında çözümü saptar ve sonuçlarından ders çıkarır. Sonuç olumsuz da olsa bu onu yıldırmaz, her yaşantı onun için bir öğrenme sürecidir.
Zaman