Çocuklarda depresyon!

Çocuklarda görülen depresyonda, yetişkinlerdekinin aksine intihar eğilimi daha fazla oluyor.

13-19 yaş arası intihar girişimi oldukça yüksek. Çocuklarda depresyonun anne karnında başlayabildiğini belirten uzmanlar ise ailelere özellikle ergenlik döneminde güçlü iletişim kurmayı tavsiye ediyor.

Bilinç bulanıklığı ve baygınlık sebebiyle acile getirilen 8. sınıf öğrencisi Elif B.’nin intihar etmek için ilaç aldığı ortaya çıkar. 13 yaşındaki Elif’in bir ablası ve 6 yaşında erkek kardeşi var. Yapılan görüşmede arkadaşlarının kendisiyle dalga geçtiğini, okulda itilip kakıldığını ve okuldan soğuduğu için notlarının düştüğünü anlatır. Anne-babasının sık sık kavga ettiğini ve babasının alkol aldıktan sonra annesiyle tartıştığını söyleyen Elif, anne ve babasının boşanmanın eşiğine geldiğini aktarır. Bütün bu olaylar sebebiyle yaklaşık 3 aydır mutsuz, keyifsiz olduğunu, hiçbir şeyden zevk alamadığını, sürekli ağladığını, iştahının azalmasından dolayı 3 ayda 8-9 kilo kaybettiğini belirtir. Uykuya dalmakta zorlandığını anlatan küçük kız, uykularının dinlendirici olmadığını ve sabah kalktığında yorgun hissettiğini söyler. Daha önceden de intihar etmek isteyen ancak cesaret edemediği için erteleyen Elif’e major depresyon tanısı konulur. Doktorlar intihara teşebbüs etmemesi konusunda anlaşmaya varır, ilaç tedavisine başlanan ve haftalık psikoterapilerle takip edilen küçük kızın, yaklaşık 1 aylık izlem sonrası şikayetleri büyük ölçüde düzelir.

Toplumda ‘Çocuklarda depresyon olmaz’ gibi yanlış bir algının olduğunu söyleyen Prof. İlhan Yargıç, çocuk ve gençlerde depresyon belirtilerinin fark edilemediğini söylüyor. Ergenlik döneminde depresyona bağlı intihar ve ölüm oranı da oldukça yüksek. Çocuklarda depresyon sıklığı okul öncesinde yaklaşık yüzde 1-3, okul sonrası ergenlik döneminde ise yüzde 10-18 olarak biliniyor. Toplumsal açıdan tehdit oluşturan intihar şekillerinden birinin de önceden planlamaksızın oluşan intiharlar olduğunu aktaran Yargıç, farklı sebeplerle ortaya çıkan bu intiharların özellikle 13-19 yaşlarında görüldüğünü vurguluyor. Çocuklarda depresyonun birçok sebebi bulunduğunu aktaran Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Ceyhun Caferov ise okul öncesi ve okul sonrası dönemde görülen depresyon belirtilerinin farklı olduğunu belirtiyor. Okul öncesi dönemde ağlama, huzursuzluk, inatlaşma sinirlilik, karşı gelmeler, eşyalara zarar verme, içe kapanıklık, göz teması kurmama, uyku bozuklukları, beslenme problemleri, kabızlık, oyunlar ve oyuncaklarla mutlu olmama, ağrıya aşırı hassasiyet veya duyarsızlık gibi belirtiler gözleniyor. Okul sonrası dönemde ve ergenlik döneminde ise tablo mutsuzluk, çöküntü, halsizlik, enerjisizlik, içine kapanıklık, hiçbir şeyden zevk alamama, kilo kaybı ya da artışı, uyku düzensizliği, arkadaş ilişkilerinde bozulma, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, intihar düşünceleri ve girişimleriyle seyrediyor. Uzman Caferov, çocuklarda depresyon sebeplerini ise şöyle sıralıyor: “Annenin depresyonu, ölüm ya da ayrılık ile yakınını kaybetme, yetersiz sosyal çevre, yetersiz ebeveyn ilgisi, şiddete maruz kalma, hakarete uğrama ve cinsel istismar gibi travmalara maruz kalma, özürlü doğma veya bir organını kaybetme, körlük, sağırlık, uzun süre hastanede yatma, ilaç kullanma, ağrıya maruz kalma gibi kronik hastalıklar ve genetik olan, ailede tekrarlayan depresyon atakları çocuklarda depresyon sebeplerindendir. Özellikle okul öncesi dönemde kardeş kıskançlığı, ebeveynlerin farklı davranması ve kıyaslamalar çocuklarda depresyona yol açabilir.”

ERGENLİK DÖNEMİ DEPRESYONUNA DİKKAT! 

Reem Nöropsikiyatri kurucusu Uzman Dr. Mehmet Yavuz da gebelikten 6 ay önce başlayıp hamilelik süresince devam eden derin üzüntü ve kaygı sonrası doğan çocuklarda, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu riski olduğunu aktarıyor. Hamilelikteki stresin doğum sonrasında da olumsuz etkilerinin olduğunu söyleyen Yavuz, çocukta zeka ve dikkat performansında düşüklük, dil becerilerinde gerilik, kaygı ve depresif bozukluk görüldüğünü aktarıyor. Mehmet Yavuz, “Anne adaylarının doğum öncesi stresten uzak kalmaları için öncelikle gebeliğin istenildiği ve hazır hissedildiği dönemde gerçekleşmesi önemli. Anne adayları strese maruz kaldıklarını fark ettiklerinde hamilelik döneminde psikolojik destek almalı.” diyor. Kendisi de depresyon geçirmiş ebeveynlerin çocuklarını depresyondan korumak için sağlıklı, kendiyle barışık, sorumluluk sahibi, zorluklarla baş edebilecek güçte bir çocuk yetiştirmesini tavsiye eden Prof. Yargıç ise “Yani her anne-babaya düşen sorumluluktan farklı, özel bir şey yok. Çocuk strese ve depresyona girmesin diye her istediğinin yapılması, kısıtlama getirilmemesi, sorumluluk verilmemesi gibi uygulamalar çocukta kişilik problemlerine yol açar ki bu da depresyona girme riskini daha da artırır.” diyor.

Depresyon sebeplerinden birçoğunun ortadan kaldırılabileceğini kaydeden uzman Caferov, şu tavsiyelerde bulunuyor: “Özellikle ergenlik döneminde depresyon sıklığı yüksek olduğu için bu dönemde ailelerin daha dikkatli olması gerekir. Sağlıklı aile ilişkisi çocuklarda depresyonu önler. Ebeveynler hem çocuklarıyla hem de kendi aralarında sağlam iletişim kurmalı. İyi bir arkadaş çevresi ve düzgün okul desteği çocuklarda depresyon riskini azaltır. Beslenme şekli ve tüketilen gıdalar da önem taşır. Spor ve diğer sosyal aktiviteler de depresyonda önleyici faktörler arasındadır. Uzmanlardan yardım alınması önemli.”

Zaman

Aile Haberleri