Çocuklarımızın sanal arkadaşlarını tanıyor muyuz?

Uzmanlar internet yoluyla işlenen suçlara ve sanal zorbalığa (cyberbullying) karşı öğrencileri ve aileleri uyardı.

İnternet, Medya ve Bilişim Federasyonu (İMEF) Genel Koordinatörü Meltem Banko, yarıyıl tatilinin başlamasıyla iki hafta okuldan uzak kalacak öğrencilerin vakitlerinin çoğunu internette geçirebileceklerine dikkati çekerek, internet ve sosyal medyanın aşırı ve bilinçsiz kullanımı nedeniyle çocukların sanal zorbalığa (cyberbullying) maruz kalabilecekleri uyarısında bulundu.

Banko, 2014-2015 eğitim öğretim yılının birinci döneminin bitmesiyle yaklaşık 18 milyon öğrencinin yarıyıl tatiline çıktığını, bu iki haftalık süre içerisinde öğrencileri ve ailelerini bekleyen bazı sanal tehlikelerle ilgili değerlendirmede bulundu.

Çocukların kişisel bilgilerini internette kolayca paylaşıp kendisi için uygun olmayan oyunları oynayarak zaman geçirdiğini ve internet yoluyla taciz ya da huzur bozucu davranışlarla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Banko, çocukların internette yalnız olmadıklarını, bu nedenle kimlerle ve nasıl iletişim kurduklarının takip edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

İnternetin yaygınlaşmasıyla "Cyberbullying" adıyla bilinen "sanal zorbalık" tehlikesinin de arttığını ifade eden Banko, şunları kaydetti:

"İletişim araçları üzerinden başkalarını aşağılama, tehdit etme, küçük düşürme, rahatsız etme davranışı çocuklarımızın karşı karşıya kalabileceği tehlikelerden biridir. Çocuklarımız, internette yalnız değil ve kimlerle nasıl iletişim kurduklarını takip etmemiz gerçekten çok zor. Bu bakımdan, internette özellikle gerçek hayatta belki de hiç karşılaşmayabileceğiniz türden insanlarla, internet sapıklarıyla, kişilik problemi olan insanlarla iletişim kurmaları hiç de zor değil. Bunun bilincinde olmamız gerekiyor. Ayrıca müstehcen içerik bulunduran internet sitelerinin varlığı da ayrı bir gerçektir. Bu alanda yasal mevzuat gereği idari yaptırım kararlarının uygulandığını bilsek bile, internetin her an yeniden güncellendiği bir hayatımız var. Bu içeriklerin çocuklarımızın karşısına çıkma olasılığı da çok yüksek."

Çocuklar tarafından sıkça işlenen internet bazlı suçlar

Çocukların gerçek dünyanın tehlikeleri karşısında yetişkinlerin tecrübelerine, geliştirdiği algı yeteneğine sahip olmadıklarına işaret eden Banko, "Sosyal ağların çocuklarımız tarafından da kullanıldığını biliyorum. Kendi fotoğrafını, kamera veya ses kaydını sonradan pişmanlık duyacağı şekilde paylaşan çocuk sayısının hiç de az olmadığını düşünüyorum" dedi.

Çocuklar tarafından sıkça işlenen internet bazlı suçların "cyberbullying", yasadışı dosya veya program indirme, e-posta ya da sosyal ağlar yoluyla hakaret, tehdit, cinsel taciz, bilişim sistemlerine girme ve veri değiştirme, müstehcen veya pornografik görüntü bulundurma ve depolama olarak sıralanabileceğini belirten Banko, arkadaş baskısı veya yanlış arkadaş ortamının çocukların internet suçlarına ilgisini arttırdığını, söz konusu eylemlerin çocuklar tarafından bir tür eğlence olarak dahi görülebildiğini dile getirdi.

Banko, internet yoluyla işlenen suçlarda her geçen gün daha fazla fail ve mağdur çocuk tespit edildiği, bu oranların her geçen gün biraz daha arttığı vurguladı.

Ailelere düşen görevler

Çocukların internet yoluyla maruz kalabilecekleri suç ve risklerden korunmaları için ailelere büyük görevler düştüğünü anlatan Banko, ebeveynlerin çocuklarını sürekli denetim altında tutmalarını, bilgisayarlarını kontrol etmelerini ve karşılaşabilecekleri sorunlarla ilgili uyarılarda bulunmalarının önemli olduğunu söyledi.

Ailelerin, çocuklarının karşılaşabileceği sorunlarla ilgili hukuki açıdan mücadele de başlatabileceklerini anımsatan Banko, şöyle devam etti:

"Internet sapıklarından ya da kişilik bozukluğu olanlardan korunmak adına, öncelikle çocuklarımızın herhangi bir sosyal ağ kullanıp kullanmadığını tespit etmeliyiz. Kullanıyorsa da hesap bilgilerine sahip olmalı ve gerektiğinde bizzat müdahalede bulunabilmeliyiz. Çocuklarımıza kesinlikle, kişisel bilgilerini, adreslerini, telefon numaralarını, okul bilgilerini, gittikleri yerleri açıklamamaları gerektiğini ifade etmeliyiz. Hatta paylaştıkları fotoğraflardan dahi bu bilgilerin anlaşılmaması gerektiğini onlara açıklamalıyız. Bilgisayarların kesinlikle, yatak odasında olmaması, mümkünse, herkesin ortak kullandığı bir odada bulunması da önemlidir."

Banko, uzun süre bilgisayar ve cep telefonu kullanımının da insan sağlığını olumsuz etkilediği gerçeğinin gözardı edilmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

AA

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Aile Haberleri