Televizyonların çocuk kahramanları, çocuk seyircinin aile içindeki rolüyle birleşince reytinglerde önemli bir unsura dönüşüyor. Çocukların haber, film ve dizilerdeki şiddet görüntüleriyle yaşananları normal olarak algılaması ise sorunun başlangıcını oluşturuyor.
Uzman psikolojik danışman Özge Bakar, dizilerde çocuk oyuncuların acizliğinin sergilenmesinin ve olumsuz yaşantılarda kullanılmasının hem çocuk oyuncu, hem de çocuk izleyici açısından sıkıntı oluşturacağını söylüyor. Özge Bakar, "Olumsuz olayların yoğunlukta olduğu dizlerin çocuk oyuncuları, yaşlarına uygun olmayan sahnelere "rol icabı" da olsa sıklıkla maruz kalıyor. Bunları izleyen çocuk izleyiciler de dizilerin çocuk kahramanlarıyla özdeşleşiyor. Bu yaşantıların sürekli sergilenmesi, hem toplumun çocuk istismarını kanıksamasına, hem de çocukların her an başlarına bir felaket gelecekmiş ve çaresiz kalacaklarmış duygusuna kapılmasına yol açabiliyor." diyor.
RTÜK Başkanı Davut Dursun, çocukların beşte birinin odasında televizyon bulunduğuna ve izlemek istedikleri programlara kendilerinin karar verdiğine değiniyor. Yapılan araştırmalara göre, çocukların yüzde 82'si, televizyon izleme kararını kendisi veriyor. Dursun, çocuk televizyon izlerken kontrolün kendisinde değil, anne-babada olması gerektiğine dikkat çekiyor.
Aile ve evlilik terapisti psikolog Enise Akgül ise evde anne-baba dahil kimsenin odasında özel bir TV olmasını pedagojik olarak uygun görmediklerini dile getiriyor. "Evde birden fazla TV bulunmasının da bu açıdan kuralları uygulamayı zorlaştırdığını tespit ettik." diyen Akgül, tek bir televizyonun, evin ortak kullanım mahallinde ekranının herkesin görebileceği şekilde döndürülmüş olması gerektiğini vurguluyor. Akgül, "Doğru, iyi, güzel, faydalı bir tercihin nasıl yapılacağı konusunda rehberlik yapılmalı, kesinlikle taviz verilmemeli, bunu da çocuğumuzu sevdiğimiz için yaptığımız vurgulanmalıdır." diye ekliyor.
Zaman