Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Firdevs Güneş, uzun yaz tatilinin öğrenci başarısını olumsuz etkilediğini belirterek "Aileler, çocukların okulda başarılı ve mutlu olması, çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilmesi için okula hazırlık ve uyum çalışmaları yapmalı" dedi.
Güneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkede bir ders yılının, iki dönem halinde yaklaşık 180 iş günü olduğunu, geriye kalan sürede iki haftalık bir ara tatil ve yaklaşık üç aydan oluşan yaz tatili bulunduğunu anımsattı.
Uzun yaz tatilinden çoğu öğrenci ve öğretmenin hoşlandığını ifade eden Güneş, “Ancak eğitim açısından yaz tatilinin uzunluğu öğrenci başarısını olumsuz etkilemektedir. Uzun tatiller ve ara vermeler öğrencilerin ilerlemesini engeller. Çünkü öğrenme sürekli bir süreçtir. Ders yılı boyunca kazanılan bilgi ve becerilerin kalıcı olması için devam ettirilmesi gerekir. Eğer yaz tatili boyunca hiç etkinlik yapılmamışsa öğrenmenin ritmi bozulur, unutmalar olur, okuma ve yazma becerileri geriler” dedi.
Yapılan araştırmaların öğrencilerin okula döndüklerinde aldıkları puanların yaz tatiline ayrılırken aldıkları puanlardan daha düşük olduğunu gösterdiğini ve bu durumun giderilmesi için en az bir aylık öğretime gerek duyulduğunu vurgulayan Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Araştırmalar öğrencilerde yaz tatilinde görülen öğrenme kaybını en az bir aylık öğretimle eşleştirmektedir. Bu durum sürekli okuyan, yazan ve öğrenmesini sürdüren öğrenciler için söz konusu değildir. Bu konuda ailelere önemli görevler düşmektedir. Aileler, çocukların okulda başarılı ve mutlu olması, çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilmesi için okula hazırlık ve uyum çalışmaları yapmalıdırlar.”
- "Geçen yılın kitap ve defterleri gözden geçirilebilir"
Okullar açılmadan birkaç hafta önce çocukların uyku düzenini okul saatlerine göre ayarlama, erken kalkma, kahvaltı yapma gibi fiziksel hazırlığa dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Güneş, şöyle devam etti:
"Aileler öğrencilerin uyku düzeni, kahvaltı gibi fiziksel hazırlıkların yanında dil, zihin ve sosyal yönden okula hazır olmalarına önem vermelidirler. Çünkü günümüz eğitim anlayışı öğrencilerin dil, zihin, sosyal ve duygusal becerilerini üst düzeyde geliştirmeyi, öğrenen ve kendini yöneten bireyler olmayı ve bilgi tüketme yerine bilgi üretmeyi öngörmektedir. Geleceğin insanı, öğrenen birey olmak zorundadır. Bu nedenle çocukları okula zihnen hazırlamak için okuma, yazma, matematik, resim gibi eğitici etkinlikler önemlidir. Düzeylerine uygun kitapları okuma, okuduklarını anlatma, çeşitli sorularla anlayıp anlamadığını kontrol etme üzerinde durulmalıdır. Bu süreçte geçen yılın kitap ve defterleri gözden geçirilebilir, bu yılın kitapları incelenebilir."
- "Okula devamsızlık zararlı alışkanlıklara zemin hazırlar"
"Okullar açıldıktan sonra kendisini okula yeterince hazır hissetmeyen öğrenci okula devamsızlık etmeye başlar, bu da zararlı alışkanlıklara zemin hazırlar" diyen Güneş, okula devamsızlığın derslere isteksizlik, okulun anlamını kaybetme, okuldan soğuma, okula yabancılaşma göstergesi olarak yorumlandığını ifade etti.
Devamsızlığın, öğrencinin motivasyon durumunu, aidiyet duygusunu, öğretmen ve öğrenci ilişkisinin niteliğini olumsuz etkilediğini belirten Güneş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Öğrenciye, okula gitme yerine okul dışında parklarda ve banklarda zaman geçirmek daha ilginç ve eğlenceli gelmektedir. Giderek okuldan kaçma, sigara, alkol, uyuşturucu kullanma ve çeşitli olumsuz davranışlar gösterme ortaya çıkmaktadır. Tekrarlanan devamsızlıklar okulda derslerden geri kalma, öğrenme güçlüklerini artırmakta bu da zamanla hayal kırıklığı ve motivasyon eksikliğini getirmektedir. Ayrıca ders kesintileri yeni konuları öğrenme için daha fazla zaman kaybına, öğrenmenin iyileşme süresinin artmasına yol açmaktadır. Veliler ve öğretmenler bu duruma dikkat etmeli, öğrenci devamsızlığının önüne geçmelidirler."
AA