Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (YABEM) ve Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu öncülüğünde, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü, Gönyeli Belediyesi, Girne Belediyesi, Değirmenlik Belediyesi, Beyarmudu Belediyesi ve Lefkoşa Türk Belediyesi'nin desteği ile hayata geçirilen "Çocukları Sanal Düşmandan Koruyoruz" projesinin sonuçları Yakın Doğu Üniversitesi'nde gerçekleştirilen basın toplantısı ile açıklandı.
Eğitimlere 66 ebeveyn, 271 öğretmen ve 978 öğrenci katıldı
KKTC'nin 5 farklı bölgesinde gerçekleştirilen eğitimlere 66 ebeveyn, 271 öğretmen ve 978 ortaokul ve lise öğrencisi katıldı. "Çocuklarımızı sanal düşmandan koruyoruz!" eğitimleri Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri ve Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanından 3 uzman tarafından yürütüldü. Eğitimlerde sanal ortamlardaki tehlikelerle ilgili bilgiler aktarılarak, çocukların sanal düşmanlardan korunması için bilinçlendirme çalışmaları yapıldı. Ayrıca, "siber zorbalık, siber avcılar, gizli bilgileri yayınlama, kimlik avı, dolandırıcılık, kötü amaçlı yazılımlar, bilgi güvenliği ve ihlali, kişisel veriler ve kişisel bilgi güvenliği, aile koruma yazılımları, sosyal paylaşım ağlarında ayarlar" konularında da eğitimler verilerek farkındalık yaratıldı.
Proje üç aşamada gerçekleştirildi. 3 Kasım 2020'de başlayan ilk aşamada ebeveynlere yüz yüze eğitimler verilerek sonrasında çocuklarının internet kullanım düzeyleri, internet bağımlılık durumları ve çocuklarının internet kullanımına yönelik yaşadıkları sorunları belirlemeyi amaçlayan anket çalışmaları yapıldı. Projenin ikinci aşamasında ise öğretmenler hedeflendi. 8 Şubat 2021'den itibaren farklı branşlardan öğretmenler ile eğitim ve anket çalışmaları gerçekleştirildi. Projenin üçüncü ve son aşamasında ise öğrencilerin bilgisayar oyun bağımlılık düzeylerini belirlemeye yönelik çalışmalar yapılarak öğrencilerden toplanan veriler, istatistiksel analizlere dönüştürüldü.
Çocukların yüzde 84,6'sı interneti aktif kullanıyor
Araştırmaya katılan anne ve babaların tamamı çocuklarının interneti aktif bir şekilde kullandığını söyledi. Yüzde 84,6'sı ise çocuklarının interneti aktif bir şekilde kullandığını söyledi. Asıl dikkat çekici verilerden biri ise internet kullanımına ayrılan günlük zaman. Çocukların yüzde 61,3'ü interneti, günde üç saat ve üzerinde kullanıyor. Çocuklar interneti akademik çalışma, iletişim kurma, yeni arkadaşlar edinme, müzik dinleme, sosyal medya kullanma, film, belgesel, video izleme ve oyun amacıyla kullanıyor. Ancak günlük internet kullanım süresi üç saati aşan çocuklar, interneti oyun oynamak için daha yoğun kullanıyor.
Sonuçlar korkutuyor
Araştırmaya katılan ailelerin yüzde 51,9'u çocuklarının internet kullanımına ayırdığı sürenin çokluğundan rahatsız oluyor ve bu süreyi sınırlama yoluna başvuruyor. Yüzde 55,8'i de çocuklarının kendileri ile zaman geçirmek yerine internette zaman geçirmeyi tercih ettiğini ve yüzde 44,2'si çocukların internete girmek için günlük işlerini aksattıklarını düşünüyor.
Projenin ortaya koyduğu sonuçlara göre öğretmenlerin yüzde 61,8'i öğrencilerinin büyük kısmının oyun bağımlısı olduğuna inanıyor. Bu durumun öğrencilerin ruhsal ve fiziksel sağlığı ile sosyal ilişkilerine zarar verdiğini düşünüyor. Araştırmaya katılan öğretmenler, oyun bağımlılığının öğrencilerde, uykusuzluk, dikkat dağınıklığı, unutkanlık, yorgunluk, akranları ile etkili iletişim kuramama, uyumsuzluk, hırçınlık, sabırsızlık gibi problemlere neden olduğunu düşünüyor.
İnternet kullanımının haftada 8 ila 10 saatin üzerinde olması bağımlılığa işaret ediyor. Araştırma sonuçlarına göre ise çocukların büyük bir bölümü internette günde 3, haftada 21 saatten fazla zaman geçiriyor.
Projenin sonuçlarının açıklandığı toplantıda Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çiğdem Hürsen ve Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu da birer konuşma yaptı.
Doç. Dr. Murat Tüzünkan: " Anne-babalara önemli görevler düşüyor''
Teknoloji kullanımının hayatın her alanında arttığını vurgulayan Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, bu durumun çocuklarda ciddi bir şekilde internet ve oyun bağımlılığı oluşmasına ve sosyallikten uzaklaşmalarına neden olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Tüzünkan, Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi ve Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu'nun birçok belediyenin desteği ile yürüttüğü "Çocuklarımızı Sanal Düşmandan Koruyoruz" projesinin sonuçlarının da bu gerçeği çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.
Covid-19 salgını nedeniyle eğitimin online şeklinde yürütülmesinin, çocukların bilgisayar, tablet ve benzeri cihazların başında geçirdiği zamanı ciddi oranda artırdığını hatırlatan Doç. Dr. Murat Tüzünkan, çocukların teknoloji kullanımını daha bilinçli kullanabilmesi için ailelere ve öğretmenlere büyük sorumluluklar düştüğünü ifade etti.
Hasan Karaokçu: "Anne babalar, çocuklarını teknolojinin olumsuz etkilerinden korumak konusunda yetersiz kalabiliyor ve onları takip edemiyor."
Teknoloji bağımlılığının günümüzde en az madde bağımlılığı kadar ciddi sonuçlar oluşturabilecek bir bağımlılık türü haline geldiğini söyleyen Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, "Anne babalar, çocuklarını teknolojinin olumsuz etkilerinden korumak konusunda yetersiz kalabiliyor ve onları takip edemiyor. Bu bakımdan Çocukları Sanal Düşmandan Koruyoruz projesi ile ailelerde, öğretmenlerde ve çocuklarda konuyla ilgili farkındalık oluşturmayı ve sorunun boyutlarını ortaya koymayı amaçladık" ifadesini kullandı.
Doç. Dr. Çiğdem Hürsen: "Anket sonuçları korkunç derecede bir bağımlılığı gözler önüne seriyor''
Konuşmasında "Çocukları Sanal Düşmandan Koruyoruz" projesinin sonuçlarına değinen, Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çiğdem Hürsen, ülke genelinde yürüttükleri proje ile ebeveyn, öğretmen ve öğrencilere ulaşarak internet ve oyun bağımlılığının boyutları ile ilgili önemli sonuçlara ulaştıklarını söyledi.
"Öğretmenlerin yüzde 80'ni, internet ve oyun bağımlısı olduğunu düşündükleri öğrencilerinin sınıf içerisinde problemli bir şekilde davrandığını, arkadaşlarıyla etkili bir iletişim kuramadığını bu durumun akademik başarılarını da olumsuz etkilediğini düşünyor" diyen Doç. Dr. Hürsen, "Yaptığımız araştırmalar, ailelerin çocuklarının internet kullanımı konusunda yeterince bilgisi olmadığını ortaya koyuyor. Çocukların ise internet ortamında karşılaşabilecekleri tehlikelerin farkında olmadığına vurgu yapıyor" dedi.
"İlkokuldan itibaren öğretim programlarına, internet ve oyun bağımlılığına karşı farkındalık kazandıracak içeriklerin eklenmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Çiğdem Hürsen, "Çocukların sanal ortamda geçirdikleri süreyi azaltmanın yolu yasaklar veya sınırlamalardan geçmiyor. Çocukları, internette geçirdikleri zamanı dolduracak gerçek etkinliklere yönlendirmek gerekiyor. Sosyal aktiviteler, sanat, spor gibi dallarla çocukların desteklenmesi çok önemli. Bunun için ise veli-öğretmen işbirliği ile küçük yaşlardan itibaren çocukların ilgi ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması için çaba sarfedilmeli" değerlendirmesini yaptı.
Süreyya Geylan Gürdal: ", İnternet bağımlılığı çocuklarımız arasında tehlikeli bir boyuta ulaştı"
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı olarak ülke çocukları için böylesine önemli bir projenin bir parçası olmayı çok önemsediklerini söyleyen Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü temsilcisi Süreyya Geylan Gürdal da, "Proje kapsamında yürütülen bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu veriler, internet bağımlılığının çocuklarımız arasında ne denli tehlikeli bir boyuta ulaştığını gösteriyor. Projeye katkı koyan bütün kurumların bu sorunun çözümü için geliştirilecek projelerde de iş birliği içerisinde çalışmaya devam etmelerini temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.
iha